77 - 84

|

Teşekkürler hakemler maçı buradan alıp karşıya verdiğiniz için.
Teşekkürler emniyet tribünlerin yarısına seyirci almadığın için.
Teşekkürler Zafer hoca yenilmemizi seyrettiğin için..
Teşekkürler Vecerova doğru düzgün ribaund alamadığın için.
Teşekkürler spor teröristi azize taraftara alenen küfrettiğin için.
Teşekkürler malum yönetici taraftarın kafasına pet şişe vurduğun için..
Teşekkürler delikanlı(!) polis o taraftarı yumrukla dışarı aldığın için..


Teşekkürler büyük taraftar herşeye rağmen orada olup takımı desteklediğin için.. Başkalarına inat sağduyulu olduğun için..
Teşekkürler Adnan Polat seyircinin alınmamasına tepki verdiğin için..


Türk sporunu yöneten kodomonların gerçek yüzünü görmek için tıklayın.


Not : Yakında güvenlik (!) nedeni ile tüm spor dallarında tribünlere seyirci alınmazsa şaşmayın..

Yürüyedur Galatasaray!

|


Kurbanı kestik..Bayram gezmeye sana geliyoruz.. Galatasaray.. Gerisi 2. gün, hem bu bayram 4 gün.. Bayram harçlığı vermeyeceksin biliyoruz.. "Hadi versene be adam" der gibi de bakmayacağız gözünün içine.. Koy Bursaya cebimiz boş olsun..


BursaspOr 1 - 0 Galatasaray

Eskiden Cihan - Orhan Ak vardı yenilince üzülmezdik, yenince deli gibi sevinirdik.. Şimdi yıldızlar var ama yenince sevinmiyoruz, yenilince gözümüze uyku girmiyor.. Acayip bir şey bu yüzden Galatasaray'ı sevmek.. Yanlız, şampiyon olacaksak fotoğraftaki ruh lazım gerek bize.. İyi, sistemli, istikrarlı futbolun temelleri atılırken bu ruhu yakalayabilirmiyiz o tartışılır.

İyi Bayramlar

|
Tüm İslam aleminin Kurban bayramını kutlar,hayırlara vesile olmasını dileriz.

Ortaya Karışık

|
Son dönemde basketbol şubesine normalden çok yer verdik. Malum olaylar hepimiz biliyoruz. Dün bayan basketbol takımının Avrupa maçı vardı. Ondan başlayıp ortaya karışık devam edeceğiz.


Sultanlarımız Ahmet Cömert Spor Salonu'nda oynadığı Eurolig 5. hafta maçından 63-62 mağlup ayrıldı. Güçlü rakibimize karşı çok iyi başladığımız maçı şanssızlık sonucu kaybettik. 3 galbiyetten sonra üst üste 2 mağlubiyet kötü oldu. Maçta Katie Douglas forma giymedi. 3. çeyrekte oynadığımız kötü basketbol bu sonuca mahkum etti bizi. Maçın sonundaki serbest atışı atsak uzatmaya götürüp kazanabilirdik. Takımımızda Yelena Leuchanka 12 sayı 13 ribaund 5 asist ile yıldızlaştı. Artık kalan maçlara bakmalıyız. Daha ilk senemizde bu gruptan çıkmak başarıdır bana göre.

Bir önceki gün oynanan maçta 37 sayı atan Rancikden bahsetmiştim. Resmi sitede de çıkan habere göre haftanın MVP'si seçilmiş. Bunu haketmişti. Bu performansını diğer maçlara da yansıtır inşallah.

Olağanüstü divanı bekliyorduk hepimiz. Divan yapıldı ve yönetimin krizi iyi yönettiği açıklandı. Adnan Polat yönetiminin başarılı görülmesine sevindim. Zira Galatasaray'da divanın söylediği tavsiye gibi olsa da karar demektir.. Divandan saatler önce istifa eden Dedehayır ise en doğrusunu yaptı. Olayla alakası vardır, yoktur. Geçmişte çok büyük hatalar yapmıştı. İstifa etmesine sevindim. Daha geniş vizyonlu kişiler gelmelidir oraya. Atamalardan bahsetmiştik şubede. Yapılan atamalar doğru gibi gözüküyor. Nur Gencer yaptığı açıklamalarla bunu gösterdi. Şubeyi yeniden ayaklandıracağını umuyorum.

Voleybolda çeyrek final ilk maçını yazmıştık. Dün oynanan rövanş maçında İBB'ye 3-2 yenildik ama yarı finale çıkan taraf olduk. Kupayı almamamız için hiçbir neden yok. Bunun dışında bayan voleybol takımımızda Ebru Elhan sakatlanmştı. Ameliyat olmuş. En kısa sürede takıma dönmesi dileğiyle.. Geçmiş Olsun.

500

|
500. Post

Bugüne kadar bizleri okuyan,okutan - destekleyen,desteklemeyen,yolu bir şekilde buraya düşen herkese teşekkür ederiz. Arma uğruna yazılan nice Sarı-Kırmızı postlara diyelim.

Uzun Kollu Parçalı

|

2009 – 2010 Sezonu futbol formalarımızdan “Sadakati” temsil eden Parçalı Formamızın uzun kollu modeli Mecidiyeköy, Capitol, Florya, Metrocity, Suadiye, Zeytinburnu, 212 AVM, Profilo, Ankamall, Bayrampaşa Forum AVM ve www.gsstore.org resmi satış sitemizde taraftarlarımızın beğenisine sunulmuştur.

Yukarıdaki habere sanırım en çok ben sevindim.Geçen sezon hiçbir formamızın uzun kollu versiyonları satışa çıkmamıştı.Benim gibi uzun kollu forma sevenler için pek iyi olmamıştı.Bayram öncesi müthiş bir haber oldu bu.

Teşekkürler GS Store,teşekkürler Galatasaray Pazarlama A.Ş.

Atamalar, Azovamsh Maçı ve Ceza Hakkında

|
Olaylar hakkındaki yorumlarımı kronolojik sıraya göre yazmak istiyorum. İlk önce verilen cezadan bahsedelim. Federasyonun cezayı verirken suça baktığına inanmıyorum. Oluşan kamuoyu baskısı, Galatasaray'dan gelen ceza kabulümüzdür açıklaması derbi maçlardaki olaylarla birleştirilip adeta dalga geçilmiş. Bir kere olaylarla kesinlikle alakası olmayan Yiğit Şardan'a verilen cezayı dünyadaki hiçbir hukukçu açıklayamaz. Adamın tek suçu olaydan haberdar olmaması. Federasyon da buna ceza veremez. Bu cezayı ancak Galatasaray kulübü verebilir. Bizim takımdaki düzenbazlara verilen cezayı onaylıyorum. Gayet normal cezalar. Tufan ile Cemal'in hala takımda tutulmasına anlam veremiyorum. Teknik kadro ile birlikte onlar da gitmeliydi. Adnan Polat yönetimi bu konuda çok büyük hata yaptı. Göndermek için neyi bekliyorlar anlamadım. Madem lige devam edilecek onların yerine oyuncular da alınmalı. Avrupa ve ligde geniş rotasyon gerekli olacak.

Cezalara devam edelim. Galatasaray Cemal'in oynadığı tüm maçlarda hükmen mağlup sayıldı. Yani ligde 6. hafta sonunda 6 puanı olması gerekiyor. Bunu da kabul ediyoruz oldukça da caydırıcı. Ama bundan sonra federasyon eşşeğin bi tarafına suyu kaçırıyor. Kendi fantezilerine göre hareket ediyor. Neden 10 puan silindi mesela bunun cevabını verebilirler mi? Neden 11 veya 9 değil? Ligden düşme puanı göz önüne alınarak Galatasaray'ı düşmekten beter etmek mi amaç? Düşürseler bunu da anlayacağım ama bu ceza şaka gibi. Kulüp cezalara itiraz edecek. Doğru olan da bu. Yapılan olayı kimse savunamaz ama cezalar ağır felan değil, sadece çok saçma. Eğer itirazımız reddedilirse lige devam etmenin mantığı yok. Kesinlikle çekilmeliyiz. Bayan basketboldaki gibi kendi evlatlarımızla yeniden lige döneriz. Bu arada da Cafe Crown illetinden kurtuluruz. Ülker'in kurduğu sistem içinde piyon olmaktan kurtuluruz. Artık yeni sponsor ne olur onu bilemem ama Ülkerle baş edecek bir sponsor olsa iyi olur. Bu arada Mehmet Cansun'dan ilginç açıklamalar geliyor. Ona da bir kulak verip takip etmek gerek. Mantıklı şeyler söylüyor çünkü.

Bir de verilen 4 maçlık ceza var. Geçen sene sahaya koyun sürüsü gibi giren, polis zoru ile çıkarılan, basketbolculara birden fazla fiili şiddet uygulayan ve alenen kavga eden taraftar 5 maç ceza almıştı. Maç boyunca küfürler edilmişti. Bizim maçın son zamanlardaki en küfürsüz ülker maıç olduğu da göz ardı edilmiş. Onlarda hafifletici bir sebepte yoktu.(Tahrik gibi) Federasyon zaten işi başından aşkın kulübe vermiş kafasına göre cezayı. Silinen 10 puan kaldırılır ve 4 maç azaltılırsa ligde kalmamız için hiçbir engel yok. Aksi takdirde ligi oynamanın anlamı yoktur benim gözümde.

Basketbol şubesineKulüp dün atamaları yaptı maçtan önce. Görünüşe göre Galatasaray kültürünü bilen, bizim basketbol kültürümüzden gelen kişiler geçmiş işin başına. Bir tek Cem Akdağ yeterli değil bence. Ya da yeterliyse neden geçen sene bayan takımından gönderildi bunu merak ediyorum. Basketbool şubesinde dedehayırdan beri gerçekten saçma işler oluyor. Sponsorun yanında zihniytette değişmeli bence. Ama başarından ziyade kültür önemli diyorlarsa çok doğru adımlar atılmış. Basketbol şube sorumluluğuna Mümtaz Tahincioğlu getirildi ayrıca. Kendisinin basketbolda faaliyetini hiç görmemiştim. Sanırım seçime kadar böyle sürecek. Atamalar hakkında bilgi için buraya bakabilirsiniz.

Tüm bu gelişmelerden sonra dün Eurocup maçımız vardı. A grubu maçında Ayhan Şahenk Spor Salonu'nda Azovamsh Mariupol ile karşılaştık ve 14 sayı farkla 96-82 yendik. Az ama öz taraftarımızın dışında Adnan Polat ve yöneticilerde maçı takip etti. Moralsiz takımımız savunmada çok kötüydü. Rakip dışarıdan bulduğu sayılarla bizi ancak yakalayabildi. Muhteşem bir üçlük yüzdesi ile oynadılar. Biz hücumda çok zorlanmadık. Özellikle Rancik mükemmel oynadı. Attığı 37 sayı da bunun göstergesi. GSTV'de Mvp olabilir dendi ve sonuna kadar da haklılar. Bunun dışında 23 sayı ile oynayan Jasaitis kalitesini gösterdi. Bu gruptan çıkmamız zor değil. Aynı mücadele ile kara bulutları da dağıtabilirsek gruptan çıkıp son 16ya kalabilir hatta 8 li finale bile gidebiliriz. Yarın bayan baskette Eurolig 5. hafta maçı var. Aslanlarımıza sonuna kadar destek olalım. Bize çok ihtiyaçları olacak..

Nederland van Spionage

|
Futbol akademisinin başına Hollanda ekolü getirildi. Yeni Arda'lar, Aydın'lar, Uğur'lar için doğru bir hamle. Bu alanda dünyanın en iyisi oldukları kesin. Umarız uzun soluklu ve istikrarlı bir birliktelik olur. Yanına Türk futbolcusunu bilen, tanıyan yerli bir yardımcı şart. Hayırlı olsun..

Evert Jan Derks kimdir?
Bir de burda bişeyler buldum. Ecnebi dilinden anlayan varsa çevirsin..

Nerede O Büyük Galatasaray'lı(!)lar ? | Şubeler

|
Erkek basketbol takımımızın Efes Pilsen ile maçı vardı. Ligin 6. haftasında oynadığımız maçta rakibimize 83-73 yenildik. Maçta oldukça moralsiz ve isteksizdik. Wilkinson 14, Rancik 20, Jasaitis 10 sayı ile oynadı. Güçlü rakibimizi yenmenin tek yolu mücadeleydi. Ama moralsizlik olunca bunu da yapamadık ve maçı kaybettik. (20.11.2009)

Olaylı derbi maçta ve forma skandalında yazılar yazan kişilere bakıyorumda hiç bu maçtan bahsetmiyorlar. fÜlkerden daha büyük takımla oynadık ama hiçbirisinin maçtan haberi bile yok. Yabancı futbolcunun sevgilisinin resmini koymak onlara daha cazip gelmiş olmalı. Kınayıda yaksınlar Yiğit Şardan'ın istifası kabul edildi. Galatasaray'ın geleceği küstürüldü. Sporda terörün baş kahramanı azize ve tayfasına duruş gösterecek yönetici profilini kaybettik sporumuzdan. Canaydın'da yaptığı açıklama ile hortladı. Liseciler yine başa bela olacak. Cihan, Orhan Ak bek olur siz de blogunuzda onu tartışırsınız artık. Kulübün kapısından haciz memuru gitmez, taraftar yine polisten sopa yer, GSTV kapatılır, GSBonus, GSBilyoner projeleri lav edilir, khalkedonda azizenin eli sıkılır.


Yiğit Düşman İyi Olur, Namert Dost Başa Bela..


Bazıları amacına ulaştı. Bizim kendini Galatasaray'lı zanneden kişilerde onların oyununda piyon oldular. Büzüklerle bayan takımının maçı var ama hiçbirisinin haberi yok. O derbi maç değil mi? İllaki yazı yazmaları için olay mı olması gerekiyor? Sezon boyunca maç izlemeyen, sağ suyulu Galatasaray taraftarını bilmeyen kişilerin şiddeti bitirmek için verdiği reçeteye kim inanır ki? Acaba kendileri karda kışta kaç kere basketbol maçına gelmişler? Tekerlekli sandalye basketbol takımının kurulduğundan haberi olmayıpta, Dünya şampiyonu olduktan sonra kıyıda köşede küçük kutucukta haber yapan bunlar değilmiydi? Kürek takımının ucu ucuna kaybettiği bir yarıştan sonra saç baş yolmuşmudur bu kişiler ? Darius Washington'u sadece derbi maçta izleyip bundan bi bok olmaz diyenlerin sözüne inanırmısınız siz ? Bu transfer yapıldığında neredeydi bu eleştirmenler? Okan Çevik takıma geldiğinde haberleri bile yokken şimdi neden eleştirir oldular? Biz onun gelişini eleştirirken, küçülmeye karşı duruş sergilerken neredeydi bu Galatasaray'lı(!)lar? Florentino Perez'in gavur basınındaki sözlerini çevirip bize sunmakle meşguldüler. (Ellerine sağlık.)

Bayan voleybol takımımız Büzükleri 3-0 yendi ama haberleri yok. Belki ajansta göz ucuyla görüp burun kıvırmışlardır. Ama basketteki olay orada olsa hepsi dört dörtlük Galatasaray'lı olurlardı. Reçeteler sunarlardı, bize holigan derlerdi. Tabi olay olunca raiting artıyor, gazeteleri çok satıyor, blogları çok tıklanıyor. Bu voleybol maçına "Armanın Peşindeyiz" diyerek giden taraftar, emniyet tarafından güç kullanılarak salon dışına alınırken bizimkiler ne mi yapıyorlar? Muhtemelen nescafelerini almışlardır ve Ronaldo El Classico'da oynayacak mı oynamayacak mı, onu merak ediyorlardır..

Bir de öyle birşey yapıyorlarki komedinin kralı. Taraftar sadece fÜlker maçını izliyormuş. Bunun dışında salon dolmuyormuş. Ulan siz fÜlker maçı dışında yazı yazıyormusunuz? Güzel ve zevkli bir basketbol oynanınca haber yapıyormusunuz? Bunları siz yapmazsanız salon tabi dolmaz. Sporun bir numaralı teröristleri sizsiniz. Önce sizin temizlenmeniz lazım spordan. Elano'nun yaptığı çalımı veya Wilkinson'un smacını değil de sahaya atlayan 2 tane deliyi kameralara çekip 190565464654651905 kere gösteren siz değilmisiniz? Az izleyin şu gavur liglerini. Adamlar gösteriyorlar mı şiddet olaylarını. Hani hep örnek veriyorsunuzya yabancı basını. Buyurun biz de verdik işte..

Şimdi biz bunları yazdık diye "yönetimden para alıyorlar, bilet alıyorlar" diyecek tüm bunları yapanlar. Ama benim maça gitmek için para biriktirdiğimi bilmeyecekler. Çok sevdiğim bir söz var. İnsan kendisi ne yaparsa başkasını da onu yapar zannedermiş. Kendisinde ne kusur varsa, başkasında da o kusur var sanırmış. Kendileri passat'lar, röpörtaj randevurları almış olacaklar ki bizi de rüşvetçi sanıyorlar. Galatasaray'lı demek, ultrAslan demektir.. ultrAslan demek kimseye boyun eğmeyen demektir. Bağımsız bir taraftar oluşumudur. Satılmışların ağzına sakız olacak bir oluşum değildir. 25 milyon kişilik dünyanın en büyük sivil toplum örgütüdür. Bakın peşindeyiz engelsiz aslanlar maç öncesi yazısı atıyor. Ama bizim büyük Galatasaray'lıların umrunda bile değil. Hee olay olsa yazarlar orası ayrı..

Yüzmede sporcumuz Burcu Dolunay 100 mt serbest stilde 55.18, 200 mt serbest stilde 2.00.58 ve 100 mt karışıkta 1.02.58 ile Türkiye rekorlarını kırdı. Doğa Çelik ise 200 mt serbest stilde 1.48.17 ile 17-18 Yaş Türkiye rekorunun yeni sahibi oldu. (17.11.2009)

Sutopu Ligi 1. Hafta maçında Galatasaray'ımız Denizgücü ile evinde oynadığı maçı 21-4 kazandı. Baştan sona üstün olduğumuz maç sonucunda aldığı galibiyet takımımız lige galibiyetle başladı.(17.11.2009)

Bayan basketbol takımımız ligde oynadığı Beşiktaş maçını 68-79 kazandı. Maçta yeni transferimiz Katie Douglas ilk kez oynadı. Douglas ilk maçında 18 sayı üretti. Maçın başında çok iyi skor avantajı yakalamıştık. Bir ara 22 sayı oldu fark. Ama 2. yarı rakip bizi yakaladı ve farkı eritti. Elbette daha fazla eritemeden maçı galibiyetle bitirdik. İnleyen nağmeler yine inledi durdu. (22.11.2009)

Engelsiz Aslanlarımız ligin 2. haftasında Antalya BB ile karşılaştı. Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımız rakibini evinde 95-10 gibi farklı bir skorla yendi.

Galatasaray'ımızda Dotan Meishar 24, Matt Scott 24, Petr Tucek 18 ve Selim Sayak 14 sayı ile oynadılar.Rakibimize son periyotta sayı şansı vermeyen takımımız müthiş savunmasnı bir kez daha ortaya koydu.(22.11.2009)

Erkek voleybol takımımız ligde oynadığı Maliye Milli Piyango maçından 3-2 galip ayrıldı. Tam puan almayı arzu ederdik ama olmadı. Takımımız çok dengesiz gidiyor. Bir iyi bir kötü. Kurulan kadro daha tam olarak oturmadı. Şimdilik harcanan paranın hakkı verilmiş değil. Ama yine de inancımız sürüyor. Aslanlarımıza güveniyoruz. Bu maçta oluşan setleri verecek olursak şu kanıya varırız : Bütün setler de başabaş geçmiş. 23-25, 25-23, 25-22, 22-25, 15-12 (21.11.2009)

Bayanlar voleybol liginde oynadığımız son hafta maçında deplasmanda İller Bankasına 3-1 mağlup olduk. Beklenmeyen mağlubiyeti Bjk maçının yorgunluğuna bağlayabiliriz. Maçta setler 20-25 / 25-19 / 25-19 / 25-23 şeklinde oluştuğu. Setlerden de anladığımıza göre bütün setler yakın skorla bitmiş. Zevkli bir mücadele olmuş.. (22.11.2009)

A2 Ligi'nde deplasmanda Kasımpaşa ile karşılaştık. Cumhur ve Alpaslan'ın attığı goller ile maçı Galatasaray'ımız 2-1 kazandı. Bu hafta sonucunda takımımız 2. sırada yer aldı. Maçta Serkan Kurtuluş sakatlık geçirdi. (17.11.2009)

Bayan Basketbol Takımımız, Euroleague'de oynadığı dördüncü maçında grubun güçlü ekiplerinden UMMC Ekaterinburg'a deplasmanda 69-54 mağlup oldu. Büyük bütçeler ile kurulan rakibimiz kalitesi ile sonuca gitti. Böylece gruptaki ilk yenilgiyi almış olduk. Gruptaki sonraki maçımızı 25 Kasım'da Ayhan ŞAhenk Spor salonunda oynayacağız. Rakip ise Ros Cacares.. (18.11.2009)

Erkek voleybol takımımız Türkiye kupası çeyrek final ilk maçında İBB ile karşılaştı. Rakibi evimizde 3-1 yenerek yarı finale çıkmak için büyük avantaj yakaladık. Setler maçta 27-25 / 26-24 / 17-25 / 28-26 şeklinde oluştu. Bu maçın rövanşı 25.11.2009'da, saat 18:30'da Haldun Alagaş Spor Salonu'nda oynanacak. (18.11.2009)

Bayan voleybol takımımız evinde Beşiktaş'ı 3-0 yendi. Bu sonuçtan sonra 2. sıraya yükseldik.Ayrıca erkek takımının da rövanşını almış olduk. Maçın tek üzücü yanı taraftarlarımızın maç bitmeden dışarı alınmasıydı. Takımımız baştan sona üstündü. Çok temiz bir galibiyet oldu. Kızlarımız sahaya "majesty - 2288" forma ile çıktılar. Maçta setler 25-13 / 25-21 / 25-20 şeklinde oluştu. (19.11.2009)

Allah'ım Kaderimde Anarşi ve Protesto...

|

Her Galatasaray yenilgisi-puan kaybı kastedilmekte- sonrası dünyanın bütün bayraklarının yarıya indirilmesini beklerim kendimi bildim bileli, bütün okullar tatil edilsin, bütün bebekler ağlasın, bütün kız çocukları eve geç gelsin, babalar sinirden sapıtsın, herkesler aynı anda sevgilisinden ayrılsın, anneler menapoza, sinirlenen babalar andropoza girsin, bütün bayrakları yarıya indirilmiş dünyayı ve bütün statları acımız geçesiye kadar kapayalım. Üzülelim çok, üzülmekten göbeğimiz çatlasın, Allah anarşi ve protestoyu alnımıza yazsın, Galatasaray haftaya kimle oynuyorsa ona beş(rakamla-5-) atsın...amin.

Galatasaray 1 - 1 Manisaspor

|
Yok arkadaş zor bu Rijkaard'ın işi çok zor.. Sen istediğin kadar anlat total futbolu. Göze hoş gelen futbolu.. Beraberlik almaya gelen takım alır istediğini biraz da şansı varsa.. Nasıl olsa ligimiz hakemleri sever maçı durdurmayı.. Maçın önüne geçmeyi.. Adını manşetlere taşımayı.. Çünkü kör olsa izlemiştir 5 dakika Premier Lig.. Deli olsa anlamıştır futbol tempo olunca güzel.. Bilmemezlikten değil bu acayip davranışlar bu sebeplerle.. Nedenini sormayın çünkü söyleyemem.. Nedenide bilmemezlikten.. Avantaj nedir bilir 80 yaşındaki ninem.. Daha şimdiden vazgeçirdik Rijkaard'ı Xavi - İniesta'lı orta sahadan. Arda - Elano'lu orta sahadan döndük Ayhan - Sarp - Topal'lı orta sahaya.. Boş kalır bu zihniyetteki rakip - hakem yüzünden bütün stadlar..

Ama olacak öyle orta saha biliyorum.. Zaman gerek sadece zaman.. Toplamak gerek bu sürede en fazla puanı.. Kaybettik sadece bugün ikisini mabedde.. Arda - Elano geçecek eninde sonunda orta sahaya. Hem ıssracak, hem de tat alacak biliyorum.. O zaman oynanacak total futbol.. Olmak zorunda.. Kuruluş amacı güzel oynamak çünkü bu kulübün..

38' Harry Kewell

Disiplin Kurulu Kararları ve 95-10

|

Yaşamak istemediğimiz utanç duyduğumuz bir haftanın ardından Basketbol şubesinde işler karışık. Galatasaray bu anımsamak istemediğimiz haftada ilk kez utandırdı bizleri. Hepimizin bildiği olayların ardından bugün TBF Disiplin Kurulu cezaları açıkladı.

Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Disiplin Kurulu İstanbul Cup Uluslararası Basketbol Turnuvası kapsamında oynanan Galatasaray Cafe Crown - Cibona Zagrep müsabakasında ihraç edilen Cemal Nalga ile ilgili cezaları açıkladı. Kurulun açıklamasına göre ;

- Yiğit Şardan'a 6 ay hak mahrumiyeti ve 10 bin TL para cezası verildi.
- Galatasaray Cafe Crown Menajeri Mert Uyguç'a 2 yıl hak mahrumiyeti ve 10 bin TL para cezası verildi.
- Galatasaray Cafe Crown Antrenörü Okan Çevik'e 3 yıl hak mahrumiyeti ve 10 bin TL para cezası verildi.
- Galatasaray yardımcı antrenörü Cengiz Karadağ'a 1 yıl hak mahrumiyeti ve 5 bin TL para cezası verildi.
- Galatasaray Cafe Crown'un eski teknik danışmanı Koray Mincinozlu'ye 2 yıl hak mahrumiyeti ve 5 bin TL para cezası verildi.
-Oyuncu Cemal Nalga'ya ise 2 yıl hak mahrumiyeti ve 10 bin TL para cezası verildi.
-Oyuncu Tufan Ersöz'e 4 ay hak mahrumiyeti ve 5 bin TL para cezası verildi. Cezası 1 yıldan 4 aya indirildi.

Kurul ayrıca Galatasaray Cafe Crown - Fenerbahçe Ülker maçındaki olaylar nedeniyle 4 maç seyircisiz ve 40 bin TL ceza verirken , Galatasaray Cafe Crown bu kararlardan sonra lige -5 puanla devam edecek. Aynı zamanda Galatasaray Cafe Crown Teknosa Türkiye Kupası'ndan da ihraç edildi.
Bu arada seyirciyi yumruklayan ülkersporlu oyuncu 2 maç ceza almış.NBA'de benzer bir olayda Ron Artest 86 maç ceza almıştı.
Bu cezalardan sonra takımın ligde kalması zor.24 maçta 20 galibiyet alması gerekiyor.Açıkçası yönetim işi federasyona bırakmak yerine takımı ligden kendisi düşürse pek fazla üzülmem.Galatasaray'ın ilkelerine ve büyüklüğüne yakışmayan olayların sorumluları takımdan uzaklaştırıldı.Arada Yiğit Şardan gibi mecbur kalanlarda oldu.

Tüm bu yaşananlara rağmen yine Basketbol'da Engelsiz Aslanlarımız bizleri gururlandırıyor.Antalya BŞB karşılaşan takımımız rakibini 95-10 gibi uçuk bir skorla mağlup etmiş.Açıkçası ben böyle bir skoru ilk kez görüyorum. Son iki yılın Şampiyonlar Ligi şampiyonu ve Kıtalar Arası şampiyonu aslanlarımızdan elbette galibiyet bekleniyor ama sanırım bu gezegende onlarla rekabet edecek takım yok.Galatasaray'ın gerçek ruhunu yansıtan Engelsiz Aslanlarımıza teşekkür ediyoruz.

KeWELL Done !

|

Kewell hakkında kolpa basın tarafından çıkarılan absürt haberlerden sonra onunla ilgili yazı yazmayan kalmadı. Ben onu bu sene yedek oyuncu olarak düşünüyordum. Geçen sezon belli dakikadan sonra oyundan düşüyordu. Ama muhteşem bir performans gösteriyor. Bütün maçları 90 dakika tamamlayabiliyor. Sadece taktik değişiklik sonucunda oyundan çıkıyor. Hiç dinlenmeden perşembe - pazar maç yapıyor. Ee bunları biliyoruz be adam saadete gel diyorsunuz biliyorum. Biz de kalmasını istiyoruz. Gitmesin istiyoruz. Giderken hava alanında uğurlanacak nadir oyunculardan olacaktır. Muhtemelen Manisa maçında ona pankartlar yapılacak. Biz de stada koşup onu çağırırken biraz daha yüksek sesle bağıralım. Hani çok bağırınca boğazdan tren geçmiş gibi olurya öyle bağıralım işte. Gitme Kewell diyelim. Fotoğraftaki gibi çıkarma o formayı diyelim. Başka forma giymeyeceğin zaman çıkartabilirsin o formayı diyelim. Forma çıkartmaya sarı kartı şimdiden verelim ki sezon sonunda çıkartırsa kırmızı kart yiyeceğini bilsin.

Aslantepe'den Müthiş Görüntüler

|


Aslantepe inşaatı yeniden başladı. Varyap'ın ekibi adeta karınca gibi çalışıyor. Kameralar takıldı ve sorun düzeltildi. Aslantepe.biz yöneticisi İsmail abi bu videoyu yapmış. Eline sağlık çok güzel olmuş. Sizin de yakından inşaatta 1 günü görmeniz için videoyu buraya ekledim. Video 17 Kasım Salı gününü kapsıyor. Ayrıca aşşağıdaki fotoğrafa bakmanızı da öneririm. Fotoğraf futbolcuların olacağı yerden yani saha içinden çekilmiş. Tribünler çok dik gözüküyor. Daha bu fotoğrafın gözükmeyen üst kısmına bir kat daha dikilecek. Prekastlar döşendiğinde daha da dik olacağı söyleniyor. İnşaatı yakından takip ediyorum. Böyle ilginç görüntüler oldukça paylaşırım.

Yapma Be Yiğit Şardan..

|
Yaşanan gelişmelerden sonra Yiğit Şardan istifa etti. Kendisine yakışanı yaptı. Bu davranışı ile ne kadar karakterli, erdemli, onurlu bir kişilik olduğunu gösterdi. Hiçbir suçu olmamasına rağmen kendisini feda etti. Çok başarılı bir yöneticilik grafiği çiziyordu. Öve öve bitiremediğimiz projelerin mimarıydı. Protokol tribünde forma ile maç izleyen, bizden birisiydi. Bizim yönetimdeki aynamızdı. Geleceğin başkanıydı.

"Galatasaray genel kurulu artık Galatasaray’a dar gelen ve yırtılıp atılması gereken bir cekettir. Bu ceket bir gün kaçınılmaz olarak yırtılıp atılacaktır. Ama doğrusu genel kurulun bunu kendi iradesiyle, üyelerinin rızasıyla yapmasıdır. çünkü artık bilinmelidir ki Galatasaray’ın gerçek sahibi Galatasaray’a gönül verenlerdir" sözleri ile liseci zihniyete karşı tutum sergiliyordu. Yenilikçilerin öncüsüydü. Bu istifadan sonra onu Galatasaray'da başarılı görüp, gitmesini isteyenler kazandı. İstifanın sonucu ne oldu bilmiyorum ama kesinlikle kabul edilmemelidir. O istifa ederek gerekeni yaptı. Ama suçlu olmadığı için yönetim istifayı kabul etmemelidir. Onların istediği olmamalıdır..

Geçmiş Olsun Kaptanlar

|

Yoğun gündemde buna fırsat bulamadık. Resmi siteden dün yapılan açıklamaya göre Arda Turan H1N1 virüsüne yakalanmış. Bu hafta Manisa maçında oynayamayacak. O kadar dedik Emre Abi(!)nden ( Emre Domuzoğlu ) uzak dur diye. Ama dinletemedik. Geçmiş olsun büyük kaptan.

Yine resmi siteden yapılan açıklamaya göre daha önce sakatlanan Işıl Alben ameliyat olmuş. FCNBLOG 'a göre 4 ay sahalardan uzak kalacakmış. Ona da geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Umarız bir an önce parkelere dönersin büyük kaptan.

Utanç ve Gurur

|

Öncelikle bilmeyenler için olayı anlatalım. Cemal Nalga İstanbul Cup maçında rakibine dirsek atıyor ve tbf tarafından 5 maç ceza alıyor. Bu cezayı hazırlık maçlarında çekebiliyor. Ama yurtdışındaki maçlardan birisinde Tufan oynamış gibi gösterilip yerine Cemal oynatılıyor. Yani düzenbazlık işin içine giriyor. Anlamadığım nokta bir hazırlık maçında Cemal oynasa ne olur, oynamasa ne olur. Olay kasten yapılmış. Bunun ortaya çıkmayacağını nasıl akıl etmişler anlamadım. İyiki de ortaya çıktı. Ama neden fÜlker maçından sonra ortaya çıktı bunu merak ediyorum. fÜlker'e yenilsek ortaya çıkarmıydı bunu da sorgulamadan geçmiyorum.

Böyle düzenbazlık bize yakışmazdı. Ve kulüpten yapılan resmi açıklamaya göre tüm teknik ekip görevden alındı. Bize yakışan da yapıldı. Geriye bir tek Cemal Nalga ve Ahmet Dedehayır'ın görevden alınması kaldı. Adnan Polat yönetiminin en büyük hatasıdır Dedehayır'ı herşeye rağmen orada tutmak. Eğer tutmaya devam ederlerse kongre Mart ayında cezayı verebilir. Bu kadar başarılı bir yönetim kurunun yanında yanabilir. Ama bir de Dedehayır'ın olaydan haberi olmaması ihtimalini düşünelim. Olaydan haberi yoksa orada durması mantıksızdır zaten. Bu demektir ki işini iyi yapmıyor. Bu olaydan haberi varsa ve hala orada durursa şubeye karşı soğuk olacağım. Yönetim acil toplantı ile sorumluları görevden aldı. Ama bence tekrar bir teftiş gerçekleşmeli. İşin içinde başkaları varsa onlar da bulunup cezalandırılmalı. Kongre üyesi iseler üyelikleri iptal edilmeli. İşin içinde başkaları mutlaka var. Çünkü Tufan'ın forması asla Cemal'e sığmaz. Yeni beden ile İstanbul'da forma bastırılmış. Bunu tezgahlayan herkes tespit edilmeli.

Zürriyet hemen yangına körükle gitmiş. Küme düşürülecek diye kamuoyu yaratmaya başlamış. Ama bu kozu onlara biz verdik. Daha doğrusu 3-5 çakal verdi. Şimdi hayvanlar gibi saldıracaklar bize.Ortada yapılan bir hata var. Elbette hatayı yapan kişiler ceza alacak, almalı. Ama işin içinde Galatasaray Kulübü bulunmuyor gibi gözüküyor. Olayı öğrenir öğrenmez hatalıların görevden alınması iyi niyeti ortaya koyuyor. Zaten Cemal'in oynadığı ilk resmi karşılaşma bir Türkiye kupası maçı. O maç hükmen mağlup ilan ediliriz. Kupadan eleniriz diye düşünüyorum. Tabi işin hukuksal boyutunu bilmiyorum. Eğer küme düşme cezası verilmesi gerekiyorsa verilsin. Kurallarda gerçekten küme düşürülme gibi durum varsa onlar düşürmeden biz çekilelim. Ama buna sponsorluklar izin vermez bence.

Türkiye'nin en büyük spor kulübünün en önemli 2. branşını yönettiklerinin farkında olmayanlar vardı ve görevden alındı. Bunu yapanlardan ben utandım, şu açıklama ile gurur duydum : "Tüm camiamızı büyük bir üzüntüye boğan bu olaya neden olan ve Galatasaraylılık’tan nasibini alamamış sorumlu tüm idari ve teknik kadronun kulübümüzle ilişkisi hemen kesilmiştir." En azından bu açıklama ile hatamızı kabul ettik. Başkaları gibi "şişeyi sen attın" benzeri açıklamalar yapmadık, tescillenmiş dopingleri halının altına süpürmedik.

Hiçbir Yenilgi Beni Bu Kadar Üzmemişti...
Unutmayın !
Herkes Gider, Biz Kalırız
Biz Galatasaray'lıyız...

Tribün #27

|

Tribün serimize kazandığımız derbi maçı ile devam ediyoruz. İçgüveyi Ercan'a güzel bir gönderme ve Enke'ye yapılan saygı serimizin konusu. Enke pankartını Enke'ye küfür ediyorlar sanıp haber yapan Angut.com editörlerine de selamımızı iletiyoruz. Önümüzdeki bayan basket maçında De Nigris'e benzeri saygı pankartı yapılacak. Bilmeyenler ve bilmek istemeyenler için tekrar söyleyelim o kas kafalarının içine soksunlar. R.IP ( Rest in Peace ) bir taziye sözcüğüdür ve tüm dünya tribünlerinde kullanılır. Türkçesi "Huzur İçinde Yat" gibi bişeydir.

GSBonus Hakkında

|

Kulübümüz son dönemlerdeki projelere devam ediyor. Kulüp yönetmenin sadece futbolcu almak olmadığını gösteriyor. Yiğit Şardan, Faruk Bil gibi iletişimcilerden oluşan yönetim vizyonuyla hergün bizi kendilerine hayran bıraktırıyor. Daha önce GSBilyoner, GSMobile ve GSTV-Dıgıturk ortaklığı olmuştu. Bugün ise daha önceden de açıklandığı gibi GSBonus toplantısı yapıldı. 4 yıllık anlaşma imzalandı. 1 milyon hedef var. Bu rakam bize yılda 35 milyon Euro kazandıracak. Aynı sayıya GSBilyoner, GSTV ve GSMobile ulaştığında 25'er milyon Euro rakamı vardı. Bu sayıların uzağındayız ama ulaşıldığı takdirde en az 100 milyon Euroluk net kar olacak bu projelerle. Ben toplantıdaki izlenimlerimi paylaşayım.

Öncelikle avantalarından bahsedelim. Classic, Gold ve Platinum adı altında 3 kart var. Dizayn olarakta 2 seçenek bulunuyor. GSBonus ile mevcut Bonus'un tüm özelliklerine sahipsiniz. Yani 8 milyon Bonus kullanıcısından birisiyseniz GSBonus'a geçtiğinizde bir kaybınız olmuyor. Ek olarak özellikler kazanıyorsunuz. Ek bir aidat ödemiyorsunuz. Temassız ödeme özelliği ile 35 lira altındaki tüm harcamalarınızı bu kart ile yapabiliyorsunuz. En önemli özelliği tüm iç saha maçlarının biletleri 2 gün önce size özel satışa çıkıyor. Daha sonra kartı olmayanlar için satış başlıyor. Hedeflenen rakamlar göz önüne alınırsa bu karta sahip olmayan kimse bilet alamayacak gibi görünüyor. Bundan sonra GSstore'lerdeki kampanyalar sadece bu karta sahip olanlar için geçerli olacak. 100 liralık her alışverişinize 20 bonus kazanıyorsunuz. % 20 bonus çok iyi bir rakam. Değişik çekilişlerle takımdaki önemli insanlarla tanışma imkanımız var. Galatasaray'ın diğer projeleri ile ortaklaşa indirim kampanyaları düzenlenmesi muhtemel. Dergiye indirimli üyelik gibi örneklendirebiliriz. Deplasman maçlarına da takımla gitme olanağı olacak şanslı kart üyelerinin.

En iyi noktalardan biriside yeni stadımızda para geçmeyecek olması. Yeni stadımızda biletiniz bu karta yüklenecek. Böylece karaborsanın önüne % 100 geçilecek. Staddaki tüm harcamalar bu kartla yapılacak. Kulüp böylece oradaki işletmeler ile kredi kartları arsaındaki ilişkiden de para kazanacak. Adeta taşın suyunu çıkaracağız anlaşılana göre. Günlük hayatın içine iyice girdi Galatasaray. Karaborsanın dışında yeni stadımızda aramızda diğer takım sempatizanlarının girmesi önlenecek. Herkes Galatasaray'lı olacak. Bizim Almanya'da yaptığımız gibi olmayacak yani. ( Monaco, Juventus, Dortmund v.b. maçlar ) Oraya arması uğruna gelmiş, sadece takımına destek veren biz gibi Galatasaray'lılar tribün teröristlerinden temizlenecek. Son basket maçında müthiş destek verenin biz olduğunu unutan medya bundan sonra ne diyecek merak ediyorum. Merak edenler için söyleyelim; stadda yanlızca rakip takım için bilet basılacak.

Projenin diğer adımı ise ön ödemeli kart. Önümüzdeki yılın ilk aylarında devreye girecek bu proje. Buna göre önce parayı yatıracağız sonra o parayı harcayacağız. Böylece oldukça itici duran kredi kartı cazip olacak. Herkes parası kadar harcayacak.

Kartı satın almak için "GSBONUS" yazıp 5110'a mesaj atmak yeterli. Sizi oradan yönlendiriyorlar. Biraz da reklamlara değinmek istiyorum. GSMboile ve GSEuropa Kart gibi yine çok güzel reklamlar yapılmış. Reklamlarda futbolcular oynuyorlar ve hiç para talep etmemişler. Böyle güzel reklamların çıkmasında emeği geçen reklamcı ve iletişimci yöneticilerimize tekrar teşekkür edelim. Frank Rijkaard ve futbolcularda toplantıdaydı. Rijkaard çok sempatik konuşmalar yaptı. Toplantıyı izlemenizi tavsiye ederim. Kartı aynı zamanda yurtdışındaki taraftarlarımızda alabiliyor. Diğer projelere üye olmak için can atıp olamayanlara da bu müjdeyi biz vermiş olalım.

Yönetim 4 projesi olduğunu söylemişti. Bu proje ile hepsini de açıklamış oldular. Benim de bir önerim olacak. Saçma da olabilir. Ben aklım başına geldiğinden beri gazete satın almam. İnternet sitelerine girmem gazetelerin. Galatasaray gazete çıkartabilir. Herkesin resmi siteye girme imkanı yok. Kulüpten haberleri Türkiye'nin heryerine ulaştırabilir. Gazete ile kendi ürünlerinin reklamını yapabilir. Basım ve dağıtım için de mevcut gazetelerden birisi ile anlaşma yapabilir. Bu bir spor gazetesi olabilir. Örneğin gazetenin yanında ek olarak Galatasaray Gazeteside verilir. Futbol, Basketbol, Voleybol takımlarından transfer haberlerinin ilk olarak o gazetede yayınlanacağını teklif etmek gazetelerin ağzının suyunu akıtabilir. Örneğin Murat Yalçındağ nüfuzunu kullanarak Fanatik ile ( hiç sevmem ) böyle bir anlaşmaya aracı olabilir. GSFanatik adında Fanatik'in kapak bölümünün arkasındaki sayfa haberler için kulübe verilir. Kulüp orada duyurularını yapar ve ülkenin 4 yanına ulaşır. 3. sayfa da kendi ürünlerinin reklamını yaptığı sayfa olur. Transfer haberleri ilk olarak gazete ile duyurulur. Diğer organlar da ( TV ve GSMobile ) gazetenin satışta olduğu saat ile birlikte duyuruyu yapar. Hem kulüp para kazanır, hem kendini ifade eder, hem gazete kazanır. İlginç bir olay olabilir.

Ektiğiniz Rüzgar Fırtınaya Dönüşüyor

|

3 Aralık 2006'da sayısız İstiklal mücadelelerimizden biriydi. (khalkedon'daki olayların doruk noktası.) Dönemin teknik direktörü Gerets ve futbolcularımıza atılan sayısız yabancı maddenin (Mondi'ye atılan ses bombası dahil) ardından tüm fenerbahçe camiası yaptıklarının yanına kâr kalacağına inanıyordu. Aynı sezon 100. ''şerefli(!)'' yılını kutlayan fenerbahçe Sami Yen'e şampiyon olarak gelmişti. Olayları o kadar çabuk unutmuşlardı ki alkış bile bekliyorlardı. Ama bu olayları büyük Galatasaray taraftarı unutmamıştı...
19 Mayıs 2007'deki maçta meşaleler, su şişeleri, bardaklar derken Ali Sami Yen Cehennemi 'intikam' almaya başlamıştı. Taraftara cop sallayan polisler Kapalı'dan kaçmış, bu olayların ardından 5 maç ceza alan Galatasaray taraftarı sadece intikam almakla yetinmeyip. Yönetime karşı tepkisini de ortaya koymuştu.

Ve bu sene..
Kara sevdamızın peşinden koştuğumuz bir khalkedon deplasmanı daha. Henüz maç başlamadan 'Rakibi yıldırma operasyonu' adı altında bir Galatasaraylı itilerek açılış yapılır. (Maçın ardından yalan söylenir, ''Ayağıma bastı denir, inkar edilir.) Yardımcı hakemlerin kafası yarılır. (Yine yalan söylenir ''o yabancı maddeyi GS'liler attı''.)
Maçın hakemi Bünyamin ''Maçı oynatmasaydım; 50.000 kişi sokağa dökülürdü, Kadıköy yıkılırdı'' der. Maç esnasında Keita'nın gözüne bardak atılır. (Galatasaraylılar attı diye yine yalan söylenir.)
Sonuç: Yine kazanamayız. Oraya gelen Galatasaraylılar ilk anda 'seneye gelmeyeceğim yeter!' tarzı şeyler söyler ama seneyede gelecektir. Vazgeçmeyecektir.

Bu olayların ardından dün akşam Galatasaray taraftarı bile Ülker'i yenmenin zor olduğunu biliyor. Takımına büyük destek vermeyi planlıyordu. Maçta tribünler takımını mükemmel şekilde destekliyor, olumsuz bir olay yaşanmıyordu fakat maçın sonuna doğru 'kaltak' diye isimlendireceğimiz bir şeytan(orada ne işi varsa) tribünlere dönüp el hareketi yapıyor ve ortalık karışıyor.
Burada suçlu yine Galatasaray taraftarı ilan edilmiş durumda ancak o kaltağın yaptıklarını konuşan insan pek az. Dün Galatasaray taraftarından böylesine tansiyonu yüksek bir maçta kendilerine hareket çeken kaltağa alkış tutması mı bekleniyordu? Yoksa tebrik etmesi mi?
Sahaya girenlere ise söylenecek bir şey yok. Hiçbir şekilde savunulamaz. Salon boşaltılabilir,takım maçı kaybedebilirdi.

Basın bugün yine tarafını belli etmiş ve bazı olayları görmezden gelerek suçu yine Galatasaray taraftarının üstüne yıkmıştır. Ancak ben dün akşam sahaya girenler hariç, taraftarımızla gurur duydum.

Eğer son yıllarda yaşanan olayları tekrar incelerseniz. Galatasaray taraftarının tahrik edilmedikçe olay çıkarmadığını görürsünüz. Bu durumda ''ne ekersen onu biçersin'' kuralı devreye giriyor...

Türkiye Kupası'nda B Grubundayız

|

Bugün gerçekleştirilen kura çekiminden sonra Galatasaray'ımız B Grununda yer aldı. Grupta bizim dışımızda Trabzonspor, Ankaragücü, Denizli Belediyespor ve Orduspor yer aldı. Statü bildiğimiz gibi ilk 2 çıkıyor. Kurada malum lavukların çıkmamasına üzüldüm. Dün basketbolda hesap görüldü ama futboldaki hesap 27. haftaya kaldı malesef. Bir de kupanın adı değişmiş. Bir banka gitmiş diğeri gelmiş. Futbolun ruhuna vurgu yapan mentalitemiz ile biz yine Türkiye Kupası demeye devam ediyoruz. Ayrıca kupaya tüm profesyonel takımların tek maçlık eleme usulü ile katılması isteğimizide yineliyoruz.

Fikstüre göre ilk hafta mabedde Trabzon ile oynayacağız. Ordu ile deplasmanda oynadıktan sonra, Denizli belediye gelecek Sami YEN'e ve Ankara'da Ankaragücü ile grubu tamamlayacağız. Ankara'daki hesap kapanacaktır orada.

Yıllardır kupaya hasret olanlara nispet yaparcasına yine kupayı almak için yola çıkıyoruz.

Bu sene de şampiyonluklar, göreceğiz Galatasaray...

De Nigris

|

Yakınlarının,sevenlerinin ve tüm futbol camiasının başı sağolsun.
Güle güle Luchador.

Galatasaray 74 - 72 Suyun Karşısı Ülkerspor

|

Maça çok iyi başladık. Maçın başında bizi yakaldılar ama maçın genelinde hep önde bizdik. Ancak maçın sonunda bizi yakaladılar ve 2 uzatma sonucunda maçı kazandık. Sezon başından beri Okan Çevik mücadele kelimesini söylüyordu. Çok iyi mücadele ettik. Kadro kalitesi bize göre çok yüksek bir ekibi yendik. Kalite farkını kapatan mücadeleydi. Bireysel olarak skorda sivrilen oyuncu olmadı. Bu topu çok iyi paylaştığımızı gösteriyor. Yaptığımız mükemmel savunma ile onları durdurduk. Pota altında çok iyiler, zaten bugün bizi de ancak o yolla yakaladılar. Sezon başında küçülme lafları söyleniyordu. Evet küçüldük ama sadece bütçe olarak. Forma, arma, camia, taraftar olarak hala en büyüğüz. Bunu bugün bir daha gösterdik muhteşem seyircimizle.

Kendimizi bugün Kurtuluş Savaşını kazanan Türk ordusu gibi hissettim. Bir tarafta müthiş siyasi gücü ve silahları elinde bulunduran yunanlılar, diğer tarafta yürekli Türk ordusu.. Bizans oyunları ile masa başında kazanan, şımarık zengin piçi edasındaki yunanları nasıl kaçarcasına denize döktüysek bugünde arkasına inanılmaz firmaları alan, Galatasaray'lı Turgay Demirel'i arkasına alan ülkeri mağlup etik. Böylece bizi de arkalarına almış oldular ;) Sahadan öyle bir ayrıldılar ki görmeye değer.. KAÇARCASINA


Kaçmak demişken malum konulara girelim. Taraftarlarımız takıma müthiş destek veriyor. Bir o kadar da centilmence. Hayattan hiçbir beklentisi olmayan, çocukken hep itilip kakılmış, inşaata bol bol topu kaçmış 'kaşar', taraftarımıza polise güvenerek el kol yapıyor. Taraftarlarımız da haklı olarak karşılık verince olaylar çıkıyor. Hemen ağzının payını alıp oradan kaçıyor ama bu seferde bençten tahrikler oluyor. Sahaya giren Galatasaray seyircisine tekme atıyor Rasim ( bu adam iyi basketbolcu olduğu için değil, amigo olduğu için o kadroda ) denilen paralı asker. Daha sonra taraftarımız sıkıştırılıyor ama güvenlik görevlileri kurtarıyor. Sahaya maddeler yağınca kaçarcasına soyunma odasına gidiyorlar. Zencileri ise orada duran ( yanlış anlamadınız durup duran taraftar ) taraftara yumruk sallıyor ama sağlam bir kroşe ile cevabını alıyor. Taraftarımızın burnunun kırıldığı notunuda ekleyelim. Bu olayın peşini umarım bırakmaz ve mahkemeye başvurur. Bu olayın Galatasaray kulübüde takipçisi olmalı ve seyircisine verdiği değeri göstermelidir. Daha sonra maça gelme cesareti gösterememiş azizeden sahaya çıkmayın talimatı geliyor. Normaldir çünkü bu adam mevdiven ( merdiven değil, mevdiven ) dolu diye maçın iptal edilmesini istemişti. Geçen sene taraftarı ve camiası olmayan Efes'e yaptıklarını unutmuşlar çok çabuk. Sonunda "fenev pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım" eşliğinde sahaya çıkıyorlar ve oyun devam ediyor.

Oraya sporu mahvetmek isteyenler gelip taraftarı tahrik ediyor ve olay yine Galatasaray'ımın üzerine yıkılıyor. Sonuç olarak Galatasaray sahada kazanıyor. Sporu başka yollara saptırmaya çalışanlar kaybediyor.
Galatasaray Ruhu'nu sahaya yansıtan sporcularımıza ve ekibimize teşekkür ediyoruz!
Söyle fenev söyle söyle ne oldu ?
;)

Yürüyoruz Biz Bu Yolda

|

Bazıları 106 ekran başına oturup pembe fularıyla bize holigan diyedursun.. Biz stad-salon-havuz demeden Armanın Peşinde Yürüyoruz..

Erkekler Voleybol Ligi
Galatasaray 0 - 3 Beşiktaş
14.11.2009 - 13.30 - Akatlar

Bayanlar Basketbol Ligi
Galatasaray 88 - 61 Kocaeli BŞB K.
15.11.2009 - 16.30 - Abdi İpekçi

Erkekler Basketbol Ligi
Galatasaray 74 - 72 Suyun Karşısı Ülkerspor
15.11.2009 - 19.00 - Abdi İpekçi

Engelsiz Aslanlar
Lefkoşa Belediyesi 42 - 95 Galatasaray

İnat Olsun Yavşaklara
And İçtik Şampiyonluğa...

Işıl Alben neden önemli...

|

Galatasaray tarifsizdir. Hangi sıfatı Galatasaray'ın önüne koysak onun anlamını daraltırız. Gelelim yaşadıklarıyla Galatasaray'ın anlamını genişleten bi kız çocuğuna, bi Galatasaray'lıya.

Spor dünyasının bok kadar paraya battığını ve paraya tapmayan sporcuların "profesyonel değil" denerek bir başka boka batırılmaya çalışıldığıı biliyoruz.Ama Allah büyüktür, bize armağanlar gönderir, ying-yang var yani bu dünyada, tek bir farkla bu sefer iyi tarafın içinde zerre kötülük yok.

Emre Belözoğlu'nu yeryüzüne gönderen allah, karşımıza Işıl Alben'i de çıkarıyor. Para varsa sevgi de var ulan diyoruz bizde. Daralan, mangırın tek değer olduğu yaşanılması güç dünyamızda,
geniş mekanlara, nefes alabileceğimiz anti-PROFESYONEL alanlara vesile olan Işıl Alben bir ömür sonunda dönsede parkelere, biz bekleriz, Işıl Galatasaray'dır,Galatasaray beklenir, sevilir, tutulur,
Galatasaray'ı tutun ve onu tarif etmeyin, o sizin kişiliğinizi size tarif eder.stop.

Galatasaray'dan Ne Gelirse Kabulümdür..

|
Sevgili Galatasaray’ lılar,

Bildiginiz gibi gecen senenin final serisinde çok ciddi bir sakatlık geçirdim.Öncelikle bu uzun sakatlık döneminde bana her zaman destek olan ve biran olsun yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederim. Benim için formamdan ve takımdan ayrı kalmayı kabullenmek gerçekten çok zor oldu. Kendime olan inancımın azaldığı ve tekrar basketbol oynayabilecek miyim diye olumsuz düşüncelere kapıldığım dönemlerde ziyaretlerinizle ve çeşitli yollarla bana ulaştırdığınız mesajlarla desteğinizi hep yanımda hissettim. Bugün eskisinden daha iyi olarak geri dönebileceğime inanıyorsam bunda sizin dualarınız ve desteğinizin çok büyük etkisi var.
Başka bir forma altında yaşasaydım bu dönemi belki de şu anda basketbol kariyerime devam etmiyor olurdum.

Sakatlığımla yakından ilgilenen başkanımız Sayın Adnan Polat’a, şube başkanımız Sayın Ahmet Dedehayır’ a, iyileşme süresince bana çok büyük destek veren ve tedavimin en iyi şartlarda yapılmasını sağlayan basta genel sekreterimiz Sayın Selçuk İren olmak üzere tüm Galatasaray yönetimine ve çalışanlarına, beni biran olsun yalnız bırakmayan kendiside sporculuk kariyerinde aynı sakatlığı yasadığı için tüm tecrübesiyle ve psikolojik desteğiyle yanımda olan Genel Direktörümüz Sayın Mihriban Oğuz’a, yardımcı antrenörümüz Sayın Hakan Acer’ e, fizyoterapistimiz Sayın Fatoş Yavuz’ a, tüm takım antrenör, idareci ve takım arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ve tabii ki bugüne kadar en büyük emeği veren Ailem, tüm üzüntü ve korkularını bir kenarda bırakıp geri dönmem için destek oldular.

Hiçbir sporcunun başına gelmemesini dilediğim bu talihsiz sürecin beni olduğumdan daha güçlü, daha tecrübeli ve daha olgun bir hale getirdiğine inanıyorum. Bu süreçte yaşadıklarımı ve hissettiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Her zaman ki gibi sahada mücadele ederken o talihsiz pozisyonda ribaunda çıkıp yere düştüğümde dizimde çok büyük bir acı hissettim. Bu acı o ana kadar yaşadığım bir çok hafif sakatlıktan çok farklıydı ve daha önce böyle birşey yaşamamış olmama rağmen ilk saniyede bağımın koptuğunu anladım. Tek düşündüğüm maça devam edemeyecek olmamdı, sonrasında da dizimdeki acıyı zaten hissetmedim. Hastanede kötü haberi alıp çok sevdiğim formamdan uzun bir süre ayrı kalacağımı öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı, inanamadım. İnternette sakatlığımla ilgili çıkan haberleri okuduğumda ben değilmişim gibi geliyordu, sabah kalktığımda yürüyüp koşabilecekmişim gibi hissediyordum. Ama son kontrolden sonra artık durumu kavramıştım. Doktorlar 3.5 ay demişlerdi, sezonun ilk maçında sahada olacaktım, Arma’mdan uzak kalmayacaktım. Hiç maç kaçırmayacak olduğumu düşünerek kendimi avuturken koltuk değnekleriyle yürümek, merdivenleri koşarak ikişer üçer çıkamamak, çocukluğumdan beri kendimi en rahat hissettiğim basketbol sahasında olamamak çok canımı yaktı. Başlangıçta dizimi hiç sevmediğim dönemlerim oldu. İnancım, hırsım, güvenim azaldı zaman zaman. İşte bu dönemde almış olduğum o müthiş destek bana güç verdi. Sonra yavaş yavaş dizimdeki yara izimi ve çivimi sevmeye başladım çünkü o Galatasaray’ım için mücadele ederken olmuştu. Bazen sevinç, bazen keder demiyor muyuz hepimiz? Ne gelirse Galatasaray’dan kabulümdür dedim. Savaşmaya hazırdım artık. Yüzlerce -hatta binlerce defa desem abartmış olmam- izledim o son maçı ve sakatlık anımı, her seferinde içim acırken daha bir sıkı sarıldım tedavime. Gün oldu yeni bir hareketi yapabildiğim için çocuk gibi sevindim, gün oldu sahada oturup saatlerce ağladım. Takım olarak sezonu açtığımızda çok sevindim, idmanlara katılamadığım için buruktum biraz ama mutluydum.Ve sonra sakatlandığımda üstümde olan Parçalı’ mla yaptım ilk koşumu. Dizimi çok iyi hissediyordum ve tüm kontrollerim olumluydu. Bacağımın kuvveti oldukça iyi çıkınca takımla beraber Fransa’ya ve Macaristan’a gittim. 3.5 ay olmuştu ve artık oynayabileceğimi hissediyordum, tabii ki oynamak istedim ama klüp idarecilerimiz bu konuda çok hassas davrandıkları için oynamama izin vermediler. Takımla beraber ısınıp ’ben oldum, artık oynayabilirim’ diyordum ama Mihriban Ablanın bakışlarıyla hemen oturuyordum. Hemen oturmuyordum biraz uğraştırdım aslında kendisini Formama kavuşmak için o kadar heyecanlıydım ki Fransa’daki Tarbes maçında oynatmadıkları için çocuk gibi bir köşeye çekilip ağladım maç sırasında Macaristan’ da da oynamama izin verilmedi, ben kendi çalışmalarımı yaptım bazen takımla bazen ayrı olarak. Ama her geçen gün daha iyi hissediyordum, artık dizimde hiç ağrım kalmamıştı. Sıklıkla yapılan doktor kontrollerinin hepsinde dizimin artık eskisinden çok daha kuvvetli olduğu çıkıyordu. Son çekilen MRI’ dan sonra artık ’sakatlık’ kelimesi geçmişte kalmıştı. Bu zor dönemi tamamen atlatmış formama kavuşmuştum, ilk çıktığım hazırlık maçında yaşadığım heyecana ben bile inanamadım. Tekrardan sahada olmak müthiş bir duyguydu. Aylar sonra gelen 7 dakika, koca bir yaz verilen emeğin karşılığını almaya başlamış olmak...Özüme dönüyordum...Yeni sezonun ilk resmi maçında belki eski performansımdan oldukça uzaktım ama eski sağlığıma kavuşmuştum. Artık sadece daha çok çalışıp form tutmam kalmıştı. Her gecen günde daha iyi olduğumu hissediyordum. Sırasıyla Taranto, İstanbul Üniversitesi ve son olarak Riga maçı. Biraz kötü başlamıştık maça ancak her şey yolundaydı, tamamen maça konsantre olmuştum. Maçın 2. devresiydi, bu sefer bana çok fazla yabancı gelmeyen bir his. Yine aynı dizimde. Yerde yattığım bir kaç saniyede yaşadığım son 6 ay geçti film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Bir kaç kat daha fazlaydı isyanım ve içimdeki acı. Ama en başta da dediğim gibi artık daha güçlü daha olgun ve daha tecrübeliyim, hazırım yeniden savaşmaya. Çünkü biliyorum bu sakatlığı da atlattığımda bugünden çok daha güçlü olacağım.
Şu anda tek yaptığım dua ederek salı günü açıklanacak sonucu beklemek. Ama sonuç ne olursa olsun yüreğimdeki Aşkı söndürmemek için içimdeki umuda sımsıkı sarılacağım...

Ne gelirse GALATASARAY’ dan kabulümdür...

Işıl ALBEN
Galatasaray Bayan Basketbol Takımı Oyuncusu

''Bende Böyle Bir Taraftardım''

|

Arda'ya GS TV'deki röportajda 'Taraftara olan mesajı' sorulmuş oda şöyle cevap vermiş;
Taraftarımıza öncelikle teşekkür ediyorum. Çünkü zor günlerde hep takımlarının yanında oluyorlar. Gerçekten sevinmek için sevmediklerini belli ediyorlar. Bu da beni çok sevindiriyor. Çünkü bende böyle bir taraftardım. Böyle bir Galatasaraylıyım yani. Galatasaray taraftarına yakışan da budur. Her zaman takımlarını desteklesinler. Gerçekten çok kaliteli bir takımımız var. Onları mutlu etmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, sonuna kadar çalışıyoruz.

Röportajın tamamı için buraya.

Sadece Armanın Peşindeyiz

|

Kendisinden onlarca yaş küçük bayanlarla düşüp kalkan, manken yorumcusu Hıncal yine başladı havlamaya. Onu yine antropoza girmiş dana kıvamında gördüm. Viagra'nın yan etkisi bunu bunatmış olacak ki ne dediğini bilmez hale geldi. Ya da Ece Gürsel sendromunu atlatamadı daha. Ne olur sus Hıncal, sen entel değilsin, olamazsın. Bu dünyada bir tek sen doğru değilsin. Peygamberler bile hata yapıyor. Sen nesin Allah aşkına. Başkalarından farklı olacağım diye kasma komik durumlara düşüyorsun. Herkesin ak dediğine kara demek zorunda değilsin. Özgün olmak bu değildir. Yağmurda çamurda maça gelmediğin için, deplasman nedir bilmediğin için taraftarlık nedir bilmezsin. Galatasaray'ın menfaati ne gerektiriyorsa onu yapmak holiganlıksa, sapına kadar holiganız. 106 ekran başında çakma entel tayfa ile maç izlemek taraftarlık değildir. ultrAslan asla bir taraftar grubu değildir. ultrAslan Galatasaray'lı demektir. ultrAslan çok büyük bir sivil toplum örgütüdür. Bu markayı kullanarak prim yapma. Kimse cahil değil. Sen asla Galatasaray'lı değilsin. Malum renkleri burada kullanmadığımızdan buraya girin, gerçek yüzünü görün. Malum kişinin yazısını yorumlar kısmına ekleyeceğim. Ayrıca ultrAslan'ın bildirisi de kapak niteliğinde olmuş.
Hoşt !
Yaşasın Galatasaray..
Yaşasın Bağımsız ultrAslan..
Hepimiz Haldun'uz, Hepimiz Üstünel'iz..

Aslantepe İnşaatı Devam Ediyor..

|

İhale'nin Eren Talu'dan alınması ile inşaatı toki kendisi yapacağını açıklamıştı. Stadı yapacak inşaat firması ise Varyap - Uzunlar olarak belirlenmişti. Staddaki ufak tefek işleri hallettiler ve işe yeniden başladıllar. Bunu da dün bir basın toplantısı ile açıkladılar.

29 Ekim 2010'da stad bize teslim edilecek. Stad teslim edilesiye kadar da Ali Sami YEN bizim olacak. Yani önümüzdeki sezon 10 civarında maç izleyebileceğiz mabedde. Varyap - Uzunlar ortaklığı bu çapta bir projeyi rahatlıkla yapacak kapasite ve tecrübeye sahip. Daha önceden birçok büyük projenin altından başarı ile çıkmışlar. Halen yapımı süren Adliye Sarayı muhteşem bir yapı. Aynı zamanda dünyanın en büyük adalet sarayı konumunda. Yani stadı 29.10.2010'a yetiştireceklerinden hiçbir kuşgum yok.

Aynı zamanda stadın ulaşımı da önemli noktalara geldi. Metro ve yol çalışmaları son aşamada. Ayrıca ek yollarda yapılacak bu süre içinde. Dün yapılan toplantıda açıklanan rakama göre şu anda 314 kişi çalışıyor. Yakında 1400 kişi ve 100 adet mühendise bırakılması planlanıyor. Adeta bir kasaba kurulacak ve 1 yıl içinde bu stad öyle ya da böyle tamamlanacak. Ayrıca tribünlerin sırayla değil, ayrı ayrı şantiye şeklinde aynı anda yapılması sevindirici. İşin boyutunu da gösterir nitelikte.

Stadın yapımı sürerken kamera koyulması fikri vardı ve yılan hikayesine dönmüştü. Varyap'ın yaptığı açıklamaya göre kameralar yerleştirildi ve internet adresinden 24 saat boyunca inşaat izlenebilecek. Şu an için kamera sisteminde aşırı yüklenmeye bağlı yoğunluk söz konusu. Bu sebeple birçok kişi canlı yayını takip edemiyor. Sitemizden yapılan açıklamaya göre en yakın zamanda sistem hizmete girecek. Dünkü basın toplantısına gelecek olursak, onu ile ilgili ayrıntılı açıklama resmi sitede mevcut.

Üzüntü verici bir nokta var. Onu en son yazmak istedim. Çünkü söyleyeceğim çok şey var. Bildiğimiz gibi stadın projesine göre stadın üstü açılır kapanır olacaktı. Stadı diğerlerinden ayıran en önemli özellik buydu. Ama dün yapılan açıklamaya göre çatı bu sistem kurulacak gibi yapılacak. Ama bu sistem 1 yıl sonra kurulacak. Eğer stad ile yapılmazsa bu sistemin yapımı sarkar diye düşünüyorum. Aceleyle stadı yapacağız diye eksik yapıyorlar. Bu adeta bir prestij meselesi. Umarım söz verildiği gibi 1 yıl sonrada o sistem kurulur. Bazı forumlarda yanlış anlaşılmalar olmuş. Çatı hiç yapılmayacak sanmışlar. Açıklamalardan kısmen bu çıkabilir. Ama mantıklı olarak düşünürsek sözleşmede proje var ve bunun dışına çıkılması imkansız. İstediğimiz gibi anlaşmayı çiğneyebiliyorsak biz de Ali Sami YEN'in tamamını vermeyiz onlara. Böyle saçmalık olmaz. Dediklerine göre bu sistem kurulursa 1 senede bitmesi imkansızmış. O halde Galatasaray bu işin takipçisi olmalıdır. Açılır kapanır çatı sistemini Varyap - Uzunlar ortaklığına inşaat biter bitmez yaptırmalıdır.

Ayrıca resmi sitemizde verilen bilgiye göre yeni stadımız 52 bin seyirci kapasiteli olarak, 82 bin metrekare imar alanında yapılıyor. 47 bin 972 seyirci koltuğu, 2 bin 583 VİP seyirci koltuğu, 97 basın koltuğu, 176 adet özürlü ve refakatçi koltuğunun yer alacağı statta 150 loca bulunacak. 6 adet yürüyen merdiven, 10 asansörün bulunacağı projede 3000’i kapalı olmak üzere 4 bin 500 araçlık otopark yer alıyor. Çok amaçlı olarak hayata geçirilen statta, müze, restoran, büfe gibi sosyal alanların yanı sıra 2 tane de spor salonu olacak.

Sonsuza Dek Kalbimizdesin Atam...

|

Senin aramızdan ayrıldığın gün, yani 10 Kasım.. Birilerine batmış olacak ki vatanı satmak için yapılacak müzakere günü oldu Atam. Hiçbirşey bıraktığın gibi değil. Biliyorum çok zor ama huzur içinde yat büyük önder..

Diyarbakırspor 1-2 Galatasaray

|

Diyarbakır Türkiye'de Galatasaray'ın en az sorun yaşayacağı deplasman diye düşünüyordum. Nitekim öyle de oldu. Maç öncesi, sırası ve sonrası verilen görüntüler çok hoştu. Diyarbakır'a bu misafirperverlik için teşekkür edip, maça geçelim.

Galatasaray maça çok tutuk başladı. İlk 15 dakikada adeta bir ölü toprağı vardı üstümüzde. Gol geliyorum diyordu ve 1. dakikada geldi. Yediğimiz gole bakarsak Galatasaray defansının yemeye çok müsait olduğu bir gol diyebiliriz. Yavaş Galatasaray savunmasının arasına atılmış bir top, sol bekin yerinde durmayışı ve orta sahadan yardıma gelen oyuncunun yeterli olmayışı.. Gol aslında bize iyi geldi diyebilirim. Golden sonra ölü toprağını üstümüzden attık. Pas yapmaya ve hücumlar üretmeye başladık. Hala istenilen seviyede olmasada iyi bir oyun sergiledik. Keita gibi yaratıcı bir oyuncunun olmayışı hücum organizasyonlarını aksatıyor. Arda sağ kanatta tam verim veremiyor. Attığı gole onun için çok sevindim. Sabri Sarıoğlu ise bu sezonki muhteşem formunu sürdürüyor.(Nazar değmesin) Attığı gol çok güzeldi ve kritikti ama oyunun genelindede başarılıydı. Hakan Balta yine etliye sütlüye karışmadan, derinleri zorlamadan oynuyor. Belkide Sabri'nin aşırı hücum oynaması sebebi ile kenardan gelen uyarı olabilir. Servet-Gökhan ikilisi birebirde, yan toplarda çok iyiler ama araya atılan toplar sıkıntı yaratıyor. Servet Çetin'i bugün dünyanın hangi takımına koysanız oynar. Yanında Song'un biraz kalitelisi olsa, takım savunması ile daha az gol yeriz.

Özellikle son haftalarda orta sahaya çekilen ayar ile yediğimiz gol sayısı azaldı. Rijkaard şimdilik skor almayı tercih diyor. Bu ligde nasıl başarılı olunacağınıda anladı. Elano'nun takıma tam olarak oturma süreci uzayacak gibi görünüyor. Haftaya Barış Özbek oynayamayacak. Mustafa Sarp onun açığını kapatacaktır. Ama işin içine Keita'da girince Rijkaard kimden vazgeçecek merak ediyorum. Son günlerde artan kart sayısınada bir çözüm bulunmalı, oyuncular uyarılmalı.


Maç ile alakası yok ama aşağıdaki fotoğraf ilgimi çekti. Aramızdan ayrılan İlker Ateş için saygı duruşu düzenleniyor ve bazı seyirciler ayağa kalkmıyor. Bu bizim işimiz değil ama yaratılanı sev yaratandan ötürü diyen bir atamız varken bu durumlara düşmemiz beni üzüyor. Bu arada sevgili İlker Ateş'e de buradan rahmet dileyelim.


Zorlu bir deplasmandan 3 puan çıkardık. Manisa'yı yenip ezik ile büzüğün maçını bekliyeceğiz. Ya da daha doğrusu o maçı izleyip Manisa ile oynayacağız. Şampiyonluk yolunda ilerlerliyoruz. Uzun bir ara var şimdi lige. Milli oyuncularımız az olacak. Bu dönemde iyice dinlenip tekrar lige odaklanmalıyız. Belkide Arda Turan sene başından beri ilk kez çarşamba-pazar maç yapmadan duracak.

Kasetler...

|


Kasetlerden rahatsızız lafını şimdiden edelim, çünkü bu işin bokunu her işin bokunu çıkartmayı pek seven vicdansız medya insanları çıkaracak...
ercan saatçi denen ve dünyaya neden geldiği pek belli olmayan, yeteneğinin zaten kötü olan pop müzik kültürünü daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramadığı, kalemi ve dimağı zayıf insanın çemkirmesinden sonra, şimdi Haldun Üstünel'de küfür etti falan diye cıvıldamaya başlıyor işleri güçleri iyi şeylerin önünü ısrarla kapamak isteyen insanlar.
ibrahim seten ismine sahip ve daha herifi tanımazken bile gazetesinde yaptığı terazisiz yorumlar ve sayfalarla beni benden alan adamın da adı bu işe karışmış , ercan'ın tetikçisi olmuş ya, ben daha bu gazetelerin üstünde domates-peynir bile yiyemem, nimete hakaret...

Superleague Formula'da İlk Zafer

|

Galatasaray Superleague yarış takımı bugün ilk yarış zaferini elde etti. 2 sezondur organizasyona katılan takımımız ülkemizin tek temsilcisi konumunda. Geçen sezona iddialı hazırlanmıştık. Ama tam organize olamama sebebi ile başarısız olmuştuk. Bu sezon ise biraz daha kötüydük bana göre. Aldığımız neticelerden bu açıkça gözüküyordu. 3 değişik pilot kullanılmasıda bu tezimi doğrular nitelikte.

Bugün ilk yarışa 5. cepte başladık. Şanssızlıktan dolayı günün ilk yarışını bitiremedik ve 16. sırada yer aldık. Ho Ping Tung yönetimineki aracımız 2. yarışa ise 3. sırada başladı. Bu yarışı ise muhteşem bir performans göstererek 1. sırada bitirdik. 2. yarış tam 31 tur sürdü. İspanya'nın Jarama pistinde koşulan Superleague Formula'nın 6. ayağından aldığımız bu sonuçla 57 puan elde etti. Sezon sonunda oluşan sıralamaya göre 11. liğe yükseldik. Puan hanemizde ise 239 yazıyor. Önümüzdeki sezonlara daha oturmuş bir ekip ile daha iyi hazırlanmalıyız.

Son günlerde oluşan diğer branşlardan sonuçları ise aşağıda paylaşacağım. Özellikle bugün aldığımız Samsun mağlubiyeti beni çok üzdü. Banvit'e yenilmek ise beklediğim bir sonuçtu. Bu sezon erkek basketbolda çok umutlu değilim hep söylediğim gibi. Bayanlarda ise şampiyonlukta en büyük aday biziz ama bu mağlubiyet kötü geldi. Voleybolcularımızın ise 2-0 önde iken Arkas'a maçı 3-2 vermesi üzüntü vericiydi. Ama onlardan yana ümidim var. Yeni kurulan bir kadro. Daha kredileri çok.


Bursaspor 1 - 1 Galatasaray ( A2 Futbol Ligi - 04.11.2009 )
TTT Riga 60 – 66 Galatasaray ( Bayan Basketbol Eurolig - 04.11.2009 )
Galatasaray 3 - 1 Milli Piyango ( Erkek Voleybol Türkiye Kupası - 04.11.2009 )
Galatasaray 3 - 0 Beylikdüzü ( Bayan Voleybol Ligi - 05.11.2009 )
Galatasaray 9 - 15 Akademija Cattaro ( Len Trophy Kupası - 07.11.2009 )
Galatasaray 2 - 3 Arkas Spor ( Erkek Voleybol Ligi - 07.11.2009 )
Galatasaray 1 - 0 İBB ( U-15 Ligi 07.11.2009 )
Galatasaray 2 - 1 İBB ( U-14 Ligi 07.11.2009 )
Banvit 79 - 77 Galatasaray ( Erkek Basketbol Ligi - 08.11.2009 )
Samsun Basket 67 - 65 Galatasaray ( Bayan Basketbol Ligi - 08.11.2009 )
Kartal Belediye 1 - 7 Galatasaray ( U-17 Ligi )
Galatasaray 10 - 14 Brescia ( Len Trophy Kupası - 07.11.2009 )

Tribün #26

|
01.03.1989 Monaco-Galatasaray maçı öncesi yaşananlar..
Fotoğraf: Tribün Dergi

ultrAslan - Röportaj

|
Sebahattin Reis,Yılmaz Başkan ve Ömer Ağabey T24'ün Diyarbakırspor maçı ve son günlerde bu maçla alakalı olan söylentilerle ilgili sorularını cevapladı.
T24 adına Selin Ongun'un gerçekleştirdiği röpörtajda Ağabeylerimiz herkesin örnek olarak alması gereken,sağduyulu ve samimi mesajlar verdi.
Röportajın tamamı aşağıda yer almaktadır.
Saygılarımızla


'Yılmaz Başkan Kürt, annesinin adı Türkiye'

- “Galatasaray-Diyarbakırspor karşılaşmasında tribünlerden bir grup Türkiye’yi gerecek sloganlar atarsa...” Bu olasılık endişelendiriyor mu sizi?

Sebahattin Şirin: Bakın, bizim Yılmaz Başkan (Yılmaz Tutuş) Batmanlıdır, Kürttür. Annesinin adı ise Türkiye'dir. Bizim tribünümüz budur.

Yılmaz Tutuş: Şunu baştan söyleyelim; “PKK dışarı” olayı yanlıştır. PKK ayrıdır, Güneydoğu insanı ayrıdır. Bu ikisini nasıl bir tutarsın arkadaş?

Sebahattin Şirin: Biz maçtan önce taraftarımıza internet sitemiz aracılığıyla sağduyu çağrılarımızı yaparız. Ama görmezden gelinen şu: Her tribünde vardır bu ruh hali. Bir grup “PKK dışarı” diye bağırır, o sloganın peşine takılanlar niye bağırdığını bilmez. Ama slogana katılır.

- O sloganlara katılanları tribün lideri bastırabilir mi?

Yılmaz Tutuş: Elimizden geleni yaparız, yapıyoruz da.


'Türk Kürt kardeştir pankartını Diyarbakır'da asarsak yanlış anlaşılırız'

- Tribün lideri ne kadar etkili olabilir bu tip zamanlarda?

Ömer Haliloğlu: Şimdi şöyledir; Yılmaz Başkan kapalı tribünde olur, Reis (Sebahattin
Şirin) settedir. Herkesin gözü Sebo abidedir. Sebo abi, “Sus” işareti verdiği an herkes susar. Bunu kapalısı da, yeni açığı da, numaralısı da görür. Tribün saygısına taraftar uyar. ultrAslan’da bu böyledir.

Sebahattin Şirin: Böyle kıvılcım anlarında olaya müdahil oluruz. Hemen başka bir tezahüratla konuyu değiştirmeye çalışırız. Oradaki “gergin ruhu” tribünden uzaklaştırmak görevimiz. Millet rahat olsun, Diyarbakır halkının zaten Galatasaray'a büyük sempatisi var. Orada çok taraftarımız olduğunu biliyoruz. Bizim tribünden böyle kışkırtıcı arkadaşlar çıkmaması için elimizden geleni yaparız.
Yılmaz Tutuş: Bakın bizim stadımızda “Türk Kürt kardeştir” pankartımız
devamlı asılıdır.

- Bu pankartı Diyarbakır maçında görecek miyiz?

Yılmaz Tutuş: Hayır. Bu maçta asarsak, millet yanlış anlar. Tahrik var sanabilirler.

- Türk bayrağı asar mısınız?

Sebahattin Şirin: Şimdi o da etki-tepki gibi algılanabilir. Art niyetli olduğumuz düşünülebilir. Çok bilinçli, çok hesaplı olmamız gerek.

Yılmaz Tutuş: Abi tamam ama, diyelim ki biri bayrak çıkardı, “Kaldırın” mı diyeceğim?

'Kahrolsun PKK pankartını Diyarbakır'da açmak cesaret ister'

- Sizin haberiniz olmadan tribünden bayrak ya da “Kahrolsun PKK” gibi bir pankart çıkabilir mi?

Sebahattin Şirin: O pankartı Diyarbakır'da açmak cesaret ister. Şimdi sakın, “Biz korkak değiliz” diyen çıkmasın. Bunu özellikle belirtiyorum; aslan gibi taraftarlığımızı yapacağız ama provokasyonlara kapılmayacağız. Zaten orada Galatasaray izleyicisine ayıracakları yer en fazla bin kişilik olacak. Bunun 300'ü maça İstanbul'dan giden taraftar olsa kalan 700 kişi bölge insanı olacak.

Yılmaz Tutuş: Şu da var, oraya gelen taraftar zaten Galatasaray'ı görmeye gelecek. Diyarbakır seyircisi taşkınlık yapmazsa bizden yana hiçbir şey olmaz.

- Taraftarı ne tahrik ediyor da bu tip mevzular çıkıyor?

Sebahattin Şirin: Anlık meseleler bunlar!

Yılmaz Tutuş: Bir anda insanlar kopuyor. Niye koptuğunu da, ağzından çıkanı da bilmiyor!

Sebahattin Şirin: Konumuzla ilgisi yok ama mesela Fenerbahçe maçında adam “Ali Şen başkan Fenerbahçe şampiyon!” diye bağırıyor. Ali Şen Fener'i küme düşürüyordu bunu bilmiyor mu? Ama slogana kapılmış, coşuyor işte. Tabii maçın skoru belli olunca kendine geliyor ya da tümden kopuyor!

'Arızayı çıkaran PKK muhabbeti değil, Fener bayrağı olur'

- O halde hemen soralım: Maç “Diyarbakır 3, Galatasaray 0” şeklinde bittiğinde taraftar ne yöne kopar?

Sebahattin Şirin: Tam tersi olacak, diliniz sürçtü galiba! (Gülüyor)

Yılmaz Tutuş: Ya diyelim ki öyle oldu, alkışlarız. Ülkeye zarar verecek bir şey yapmayız. Buna emin olun.

Sebahattin Şirin: Bakın biz her sene 18 Mart'ta organize olarak, 300-500 kişi Çanakkale'ye gideriz. Orada Batmanlı, Diyarbakırlı, Edirneli, Trabzonlu yan yana yatıyor. Bizim felsefemiz bu. Bu felsefemizi de tribüne yansıtırız.

- Şunu mu anlayalım; Diyarbakır'da “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı...” diye başlayan bir tezahürat duyabilir miyiz?

Yılmaz Tutuş: Yok, orada olmaz. O da yanlış anlaşılabilir. Bunu kendi stadımızda söyleriz ama Diyarbakır'da yapamayız.

Sebahattin Şirin: Güle güle oynayıp gidip güle oynaya geleceğiz. Alkışlayacaklar bizi, ben buna inanıyorum.

Yılmaz Tutuş: Sen orada bir şey kaçırıyorsun Reis! Tek provokatör bir Fenerbahçe bayrağı açtığı zaman, tamam! Bizimkiler orada kopuyor.

Sebahattin Şirin: Bak bunda haklısın. Ama bu da iki taraflı. Şimdi şöyle oluyor; Diyarbakır'a Galatasaray gittiği zaman tribüne bir çocuk gönderiyorlar. Çocuk Fener bayrağı açıyor. Eğer Fener'in maçı varsa bu kez Galatasaray bayrağı açtırıyorlar.

Yılmaz Tutuş: Kıvılcım da buradan çıkıyor. Aslında arızayı çıkaran PKK muhabbeti değil. Adam Fener bayrağı açınca bizimkiler kopuyor, Galatasaray maçında da Fener bayrağı olunca Fenerliler kopuyor. Muhabbet bu.

'Kürtçe tezahürat olmaz ama Diyarbakırspor bayrağını tribünümüze asarız'

- İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmayanlar olursa galeyana gelir mi Galatasaray taraftarı? O zaman ne olur “muhabbet”?

Yılmaz Tutuş: İstiklal Marşı okunacak, ayağa kalkmayacak! Ben buna tepki gösteririm normal şartlarda. Ama orada provokasyona gelmeyiz, yaparlarsa seyirci kalırız.

Sebahattin Şirin: Diyarbakır'da misafiriz. Bir şeyler yapmamız gerekse bile tutmalıyız kendimizi. Böyle atmosferlerde bir kıvılcım yangın çıkarır; bunu unutmamalıyız.

- Bu maç için özel tezahüratlar var mı?

Ömer Haliloğlu: Koromuz çok dikkatli olacak. Diyarbakır'da yeni beste olmaz. Biz buradan 300 kişi gitsek, orada 700 kişi olsa o insanlara yeni besteyi öğretene kadar bir buçuk saat geçer. Akıcı bir tezahürat yapılamadan maç biter.

- “Barış” içerikli bir Kürtçe tezahürat şıkkı?

Yılmaz Tutuş: Hayatta olmaz. Büyük alerji yaratır. Kardeşlik mesajı veren bir içeriği olsa bile olmaz. Ama ne yaparız; Diyarbakırspor bayrağını tribünümüze asarız.

Sebahattin Şirin: Zaten maçtan önce Diyarbakırspor taraftarları derneğini ziyaret edeceğiz.

'Üst kimlik Galatasaray'dır, üst kimlik Türkiyeli olmaktır'

- ultrAslan tribününün siyasi yelpazesinde daha çok hangi görüş etkin?

Yılmaz Tutuş: Siyasete fazla girmeyiz.

Sebahattin Şirin: Ama tabii ülkenin birliği, milli manevi değerlerine yönelik sosyal içerikli mesajları veririz. Fakat mesela bizim tribünümüzde herhangi bir siyasi ideolojinin simgesi olan el işaretleri yasaktır. Her insanın ayrı siyasi görüşü var. Ama bunu tribünde gösteremezsin.

Ömer Haliloğlu: Üst kimlik Galatasaray'dır, üst kimlik Türkiyeli olmaktır.

Bu şartlar altında demokratik açılım yeşil sahaya nasıl iner sizce?

Sebahattin Şirin: Aslında açılımın adını yanlış koydular. Bence “insanlık açılımı” olmalı.

Yılmaz Tutuş: Yok Reis yok, o toplara biz girmeyiz. Devlet adamlarının işine tribünler girmez. Siyaseti siyasetçiler konuşsun; sporu spor adamlarına, spor bakanına bırakalım.

- Spor bakanının adı nedir?

(Bir süre düşünüyorlar. Tam o esnada Yaşar Haliloğlu cevaplıyor: Faruk Nafiz Özak).

Yılmaz Tutuş: Özak adam gibi adam! Harbi adam! Dürüst adam!

Sebahattin Şirin: Bakın bir Batmanlı olarak Trabzonlu bakanı nasıl övebiliyor arkadaşımız. Mesele budur. Eksiğimiz bunu yapamamaktır. Demokratik açılım tribünümüze çoktan inmiş, haberiniz yok! (Gülüyor)

'Galatasaraylı da küfrediyorsa o da çıksın ortaya!'

- Haber demişken spor camiasının gündemindeki bir başka konu da Ercan Saatçi ve Metin Özülkü'nün Galatasaray'a yönelik küfürlü konuşmalarının internete düşmesi. Bunun üzerine başlattığınız “Hürriyet alma” kampanyasını aşırı bulan taraftarlar oldu mu?

Ömer Haliloğlu: Ben öyle birine rastlamadım. Şimdi biz bu hadiseye tepkisiz kalsaydık taraftar bize “Neden bir şey yapmıyorsunuz?” diye soracaktı.

Yılmaz Tutuş: Türkiye'nin bu kadar gündemi varken Ercan Saatçi meselesini bu kadar tartışmak bence doğru değil. Ha biz bunu kendi aramızda tartışırız, boykotumuzu yaparız. Çünkü mahalle kahvesinde kendi halinde iki vatandaşın konuşması değil bu. Türkiye'nin değer verdiği iki sanatçının konuşmaları.

'Biz de Fenerbahçe'ye küfür ediyoruz'

- Siz Fenerbahçe'ye hiç küfretmiyor musunuz?

(Üçü birden cevaplıyor) Ediyoruz!

Ömer Haliloğlu: Ama ben taraftarım.

Yılmaz Tutuş: Benim kurumsal bir kimliğim yok.

Sebahattin Şirin: Ben bir gazetenin spor müdürü değilim.

- Galatasaraylı bir spor müdürünün Fenerbahçe'ye küfrettiği “özel konuşmaların” bilgisi dahilinde olmadan yayımlanmasından endişe duyar mısınız?

Yılmaz Tutuş: Benimki de şerefsizlik yapıyorsa o da çıksın ortaya.

Sebahattin Şirin: Herkes ayağını yorganına göre uzatsın.

Yılmaz Tutuş: Bakın tribünde Aziz Yıldırım'a küfrediliyor. Biz susturuyoruz. Bu kez bize adam diyor ki, “Siz Aziz Yıldırım'ın borçlusu musunuz?”

Sebahattin Şirin: Şu gerçektir, tamam her taraftar karşı takıma bir gün küfretmiştir. Ama tribünlerde koro halinde küfür olmaz, ben buna karşıyım.

- Tribünde küfür etmenin cezası nedir?

Ömer Haliloğlu: 1760 lira. Bir de altı ay maça girmeme yasağı var. Ve bu yasağı caydırıcı olacak ölçüde uyguluyorlar. Kameradan küt diye tespit ediyorlar, T.C vatandaşlık numaranı alıyorlar, cezanı da ev adresine gönderiyorlar.

'Bayan taraftar konsantre küfür ediyor'

Küfreden kadın taraftarlar oluyor mu?

Yılmaz Tutuş: Olmaz mı? İnanın o bayanlar küfredince ben başımı eğiyorum, utanıyorum.

Ömer Haliloğlu: Şunu söyleyeyim; böyle konsantre küfür duymamışsınızdır. Hanımlardan ilginç laflar çıkıyor.

Sebahattin Şirin: O esnada ne yaptığının farkında değil, yoksa dışarıdan kendini izlediğinde yaptığını onaylamaz. İşte tribünde bir şizofreni oluşuyor. Hanım taraflar için de erkekler içinde bu böyle.

- Kadın taraftarlarda artış var mı?

Sebahattin Şirin: Hanımlar çoğaldı, hem de müthiş bir ilgi var. Futbolun endüstriyelleşmesi, ekonomik iyileşmenin dışında bu ilginin bir de basın ayağı var. Bayan taraftar resimleri medyanın çok hoşuna gidiyor. Hanımlar da bunu çözdü, maçlara basın mensuplarının ilgisini çekebilecek özel hazırlıklarla geliyorlar. Mesela eline bir oyuncak alıyor, makyajını yapıyor, ilginç bir tişört giyiyor. Sıkıntı yok; memnunuz taraftarımızdan.

'Fethullahçılar bu takımı şampiyon yapıyorsa Allah razı olsun!'

- Yıllardır Galatasaray futbol takımı için süregelen bir polemik: “Fethullahçılar takımı sardı.” Bu tartışma tribüne nasıl yansıyor?

Sebahattin Şirin: Hakan Şükür ile başlayan laflar bunlar. “Fethullahçılar” denen kadroya bakıyorsun UEFA Şampiyonu olmuş! Sonra adam açıklıkla “Ben Fethullah Gülen’e saygı duyuyorum” diyor. Kime ne? Ben de Fethullah Gülen'e sempati duyuyorum. Ne olacak? Bu insanın memlekete hizmet ettiğini, Türkiye'yi dünyanın dört bir yanında açtığı okullarla tanıttığını düşünüyorum. Ama tribünümde bu şahsi fikirlere yer yok. Kime ne?

Yılmaz Tutuş: Aramızda her görüşten arkadaş var. Fethullah Gülen'e sempati duyan da, inançsız da, gayrimüslim de var. Sonra Fethullahçılar bu takımı şampiyon yapıyorsa, Allah razı olsun! (Gülüyor) Bakın ultrAslan oluşumunda, Galatasaray üst kimliktir. Diğer konular insanların özel dünyasıdır, karışılmaz. Onlar da bunu tribüne yansıtmaz.

- Takımındaki oyuncudan memnun olmayan taraftar sizin tribünde yer bulur mu?

Yılmaz Tutuş: İlke olarak o formayı her kim giyiyorsa onu destekleriz.

Ömer Haliloğlu: Ama tabii üzücü durumlar yaşıyoruz. Mesela Sabri en fanatik Galatasarylılardan biridir. Aynı zamanda tribünde en büyük tepkiyi görenlerdendir.

Yılmaz Tutuş: E Hasan Şaş? Bu kadar emek vermiş, adama tepki verildi.

Sebahattin Şirin: Özetle konu şu; futbolda dün yok bugün var.

'Elimizde 30 bilet var diye rant mı elde ediyoruz?'

- Tribün liderlerinin kulüplerin “bilet kredisi”ni ranta çevirdiği iddiası dün ve bugününüzde nasıl bir yer kaplıyor?

Sebahattin Şirin: Adam yüz milyar doları götürüyor. Biz elimizde 30 bilet var diye rant mı elde ediyoruz? Rantçılığı da ayağa düşürdüler.

Ömer Haliloğlu: Abi ben niye hâlâ kirada oturuyorum o zaman?

Yılmaz Tutuş: Yanlış, muhabbet yanlış.

- Doğrusu ne, anlatın?

Yılmaz Tutuş: Adam gidiyor içki içiyor, para harcıyor, kumar oynuyor ya da manitasıyla geziyor. Bizde bunlar yok.

Ömer Haliloğlu: Biz arma sevdalısıyız!

Sebahattin Şirin: Biz Galatasaraylıyız!

DEPO