Basın Yalan Yazıyor...

|

İki seyyah bir şehirden diğerine gidiyormuş. Derken yollarının üstünde taşkın bir dere çıkmış. Tam suyu geçecekler, az ötede korkudan tir tir titreyen yapayalnız ve gencecik bir kadın görmüşler. Adamlardan biri hemen kadının yardımına koşmuş. Onu sırtına almış. Suyu öylece aşmış. Sonra kadını derenin öte yakasında yere bırakıp iyi günler deilemiş. Böylece yollarına devam etmişler.

Ancak yolun kalan kısmında öteki seyyahın ağzını bıçak açmamış. Suratından düşen bin parça. Somurttukça somurtuyor. Birkaç saat böyle surat astıktan sonra suskunluğunu bozup şöyle demiş : " Ne demeye o kadına yardım ettin? Bir de üstelik ona dokundun. Seni ayartabilirdi. Baştan çıakrtabilirdi! Erkekle kadın böyle temas etsin, olacak iş mi? Ayıp yahu! Olmaz, bize yakışmaz! "

Kadını sırtında taşıyan seyyah sabırla gülümsemiş. " İyi de dostum, ben o genç kadını derenin karşısına geçirip orada bıraktım. Sen ne demeye onu hala taşırsın ?

Geçtiğimiz günlerde Doberman familyası Galatasaray taraftarını satılmış, paralı asker konumuna sokmuştu. Biz de fırsat bulup cevap yazamamıştık. Biliyorsunuz ki her zaman Galatasaray'a kamu önünde böyle saldırılar yapılır. Galatasaray takım olarak başarısız yakalanınca da saldırılar artar, bölünmeye çalışılır. Tüm bunlar üst üste gelince de hangisine yanıt verileceği şaşılır.

Biz Galatasaray taraftarını satılmış gören medyayı da ikinci seyyaha benzetebiliriz. Bazı insanlar vardır. Aynaya bakarlar. Burnunun üstünde ben vardır. Buna üzülürler. Ve kendilerini tatmin etmek için kandırırlar. O benin herkesin burnunda olduğunu düşünür ve bu durumdan kurtulduğunu zannederler. Buradan yola çıkmak istediğimiz konu da şu. Geçtiğimiz dönemlerde passatlara, çuvalla paralara kalemini satmış, kayınbaba nüfuzuyla belli makamlara gelmiş, BORU reklamlarında oynayarak cebini doldurmuş kişilerin yönettiği basın aynaya bakıyor ve vicdanı sızlıyor. Çünkü haksız kazanç elde ettiklerini içlerindeki bir şey onlara hatırlatıyor. Ve bu kişiler Galatasaray taraftarını da kendisi gibi satılmış görerek kendilerini tatmin ediyorlar. Aynen hikayedeki 2. seyyah gibi. 2. seyyah ne yapmıştı? Kendisindeki kötü niyeti herkeste var diye düşünüp arkadaşını da kendisi gibi zannetmişti.


Kimi insan böyledir. Kendi korkularını, önyargılarını başkalarına yansıtır ve onlarda gördüğünü sanır. İşte asıl yük budur. Zihinlerini zanlarla doldurur, sonra da bunca ağırlğın altında eziliverirler. Galatasaray ile büyük taraftar arasındaki bağın derinliğini anlayamayanlara sözümüzdür : Siz önce kendi zihinlerinizdeki kiri, pası temizleyin.

0 yorum / Yorum Gönder:

DEPO