Ona yazılacak o kadar çok şey var ki. Bitmeyecek, tükenmeyecek. Eyvah, şunu unuttuk kaygısını yaşamamak için günlerce, aylarca, senelerce çaba harcamak gerekeceğini bile bile dalıyoruz şu iki satır yazıya. Düğmelerimizin tamamı ilikli, oldukça saygılıyız. Gururlu. Onu televizyondan bile olsa canlı izlemenin gururu bu. CV'mize "Hagi'yi canlı izledim." yazabilmenin gururu. Daha da ötesi yok çünkü. Bir Galatasaray'lı için ulaşılabilecek en büyük mertebe. Ben için, biz için...
Yıllanmış şarap lafını futbol literatürümüze sokan adam Hagi, bu nesilin gelecek kuşaklara anlatabileceği en büyük lütuf. İşte bu yüzden ondan sonra gelen her futbolcunun adını Hagi ile aynı cümlede kullanmak, adı eskir diye korkutuyor bizi. Bunları burada yazmak bile can sıkıyor. Çünkü mevzubahis Hagi ise onun yanında başka isimlerden konuşmak, onu aldatmak, ona kıyas yapmak gibi bir şey. Bir Galatasaray'lı için ulaşılabilecek en büyük mertebe Hagi'yi izlemek ise, en zavallıca durum da Hagi'ye şirk koşmak olur. İşte bu yürekler onu hiç kaldırmaz. Yazıyı fazla dağıtmadan, bulandırmadan, söylenecek tek söz ; Büyüksün Hagi. Çok büyük. Aman dikkat.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum / Yorum Gönder:
Yorum Gönder