Galatasaray 1-1 Schalke 04

Dünya futbolunun en büyük okyanusunda, en tehlikeli balıklarının olduğu su parçasında, yüzmeyi yeni öğrenmiş sayılabilecek Galatasaray, işi bitirebilecek fırsatı da yakalamışken işi hep yaptığı gibi, en zor olanına bıraktı. O iş İmparator'un, bizim savaşçı Semih'in, Selçuk'un süper taraftarın. Semih var, Selçuk var, süper taraftar ?

Endüstriyel kelimesi söz konusu olduğunda ikide bir kullanılmasından mütevellit bıkkınlık vermiş olabilir, ancak ülkenin futbolseverlerinin gelir düzeyi düşünüldüğünde, günümüz bilet fiyatlarına bakarsak futbolumuza en çok zarar veren şeyin bu olduğunu söylemeyen ya ahmaktır ya da rantçı. Bir futbol maçına gidebilmek için bilet fiyatları yetmez gibi bir ton belge v.s. futbol sevdalısı tribüncülere bıkkınlık vermekte. Zaten bizim olan tribünler, biletindeki koltuk numarasını arayan tiyatro seyircisiyle dolmuş durumda. Uzaktan sevdalar yaşayan ve maç seçmek durumunda olan iyi tribün çocukları karaborsacıların kucağında. Uzun lafın kısası

Cebren ve hile ile aziz tribünün, bütün setleri zaptedilmiş, bütün tribünlerine girilmiş, bütün grupları dağıtılmış ve tribünün her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, tribünün dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Taraftar, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Galatasaray tribüncüsünün evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Galatasaray tribününü kurtarmaktır! 

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

lafını tribüne çevirmenin, çevirip uygulamanın vakti geldi de geçiyor. Galatasaray tribününün kurtuluşu budur.