Uzak kalınan bunca yılın ardından geçen seneki şampiyonluğa normalden daha fazla sevinişimizin en önemli sebebi Şampiyonlar Ligi ve onun o güzel müziğiydi. Biz telefonlarımıza monofonik gelen arama sesi olarak kaydettiğimiz sıralarda turnuvadan bile haberi yoktu birçoklarının. Şampiyonlar Liginin statüsünün değişmesi hikayesi, yıldızların her birinin anlamı, Arif'in Manchester'a attığı golü arayışımız, bir dönem bu ligin en fazla katılan takımı oluşumuz gibi hatıralar canlandı bir anda. Müdavimi olduğumuz, ait olduğumuz yerdeydik artık. Kuruluş amacımıza sadık kalırcasına.
Geçen sezonu şampiyon bitirmiş Galatasaray, kuruluş amacına sadık kalmayı alışkanlık haline getirmek için araç olan lige bıraktığı yerden başlamış, sıra ise Avrupa'ya gelmişti. Ada ve çevresinden gelen haberlerin büyük bölümü "Cim bomla kimse başa çıkamaz" bestesinin devamındaki sözlerden alınan mesajın doğru olduğunu açıklıyordu. 70'lik Ferguson gençliğinde bıraktığımız izi unutamamıştı. O dönemin yıldız adayı, şimdiki United efsanelerinin her birinin Ali Sami YEN ve Galatasaray hakkında kötü anıları vardı.
İngilizler ve Galatasaray deyince mevzu olmadan olmazdı. Neyse ki Fatih Terim diğerlerinden farkını ortaya koyuyor ve Galatasaray tribününün kalbine güzel bir anı daha konduruyordu. Galatasaray geçen sezon şampiyon olurken tüm planlar bugünler için yapılmıştı. Takım bu sene için kurulmuştu. Orta sahamıza baktığımızda rakipten eksik kalan tek yanımız Scholes'un tecrübesiydi. Kalecimiz onlarınkinden daha iyiydi. Stoperlerimizden genç olanının yüreği daha büyüktü onların genç olanından. Rafael alt yapıda oynarken muhtemelen Eboue posterleri asılıydı duvarında. Sözün kısası korkmuyorduk Manchester'dan. Ama bu seferlik olmadı. Old Trafford'da ne tarafa hücum yapıyorsak o tarafa dayadık rakibimizi. Sadece dayadık... Henüz hakemlere rağmen dünyanın en büyüklerinden birini yenecek seviyede değiliz. Ancak unutmadan, artık tek başlarına yenebilecekleri bir takım da değiliz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum / Yorum Gönder:
Yorum Gönder