#fuckeuro2012

 Futbolun en güzel olduğu yerdir şampiyonalar. Bir çok yerel futbolcu kendilerini kanıtlama imkanı bulurlar. Yeni isimler, futbolun kendi dinamiklerinin getirdikleri mutlu eder futbol dilencilerini. Futbolun sahipleridir dilenci dediklerimiz. 7/24 futbol düşünür, yatar-kalkar futbol derler. Çoğunluğu halkın alt kesimleri olmakla beraber her seviyeden insana hitap eder futbol. Küçük şeylerle mutlu olmayı öğretir. -di.

Yeni statlar yapılması, gelişen teknoloji kulağa hoş geliyor elbette. Ancak kontrol dışında gelişen her şey gibi futbol ekonomisi de futbolun olmazsa olmazlarına burnunu fazlasıyla sokar oldu günümüzde. Yeni statlarla beraber fahiş bilet fiyatları, fişlemelerle beraber insan haklarına aykırı şekilde uygulanan tribüne girme yasakları, tribündeki coşkuyu artıran maddelerin kullanımı ile gelen tutuklamalar, tribünde birliği bozan kiralık otel tarzındaki localar, elit kesimin şehirde rahat tur atabilmesi için katledilen sokak hayvanları, tribündeki futbol aşığına uygulanan baskılar, büyük para cezaları, hükümetlerin ultraları tribünden silmek için uyguladığı politikalar,   seyirciler arasına koyulan acil çıkışlar, sponsor firmaların para basma makinaları standlar, değerinin onlarca katına satılan sosisli ekmek (forza ekmek arası köfte) ve tribünü sinema edasına sokan patlamış mısırlar, stadyumlardaki süpermarketler, ultras pankartını söküp milyonlarca liraya sponsorların adını yazmalar futbolu bambaşka bir konuma getirdi günümüzde.

Ülkemizde her ne kadar tribün grupları yönetimlerle uyumlu çalışmak amacıyla ultra çizgisinden uzaklaşsa da Avrupa tribünleri her şeyin farkında. O halde bizim için de "FuckEuro" demek boynumuzun borcudur turnuva süresince.