Şampiyon Sen Olacaksın !

|
Çocuk ekmeğinin arasına domates ve peyniri koymuş, koşa koşa evden çıkmıştı. Eve çamurlu spor ayakkabılarıyla girdiği için annesi tarafından azarlanmak umrunda değildi. Güzel oyuna sadık arkadaşları da onun gibi hareket etmiş ve tam zamanında sokakta olmuştu. Elbette annesinin pişirdiği güzel yemekleri tercih edip sokağı ikinci plana atan çocuklar da olmuştu. Ama o oradaydı. Önemli olan da buydu.

Güzel yemekleri tercih ederek maça geç kalmış çocuklar da geldiğinde maç başladı. İşler çocuk ve arkadaşları için yolunda gitmiyordu. Maç hava kararınca biterdi ve hava tam da kararmak üzereyken beraberliği yakalamışlardı.

Top şimdi çocuktaydı. Kaleyi gördü. İçinden "Hagi" dedi ve vurdu. Arkasını döndü ve gitti. Gol olmadığına dair bir şüphesi yoktu. Çünkü kaleye baktığında inanmıştı. Kazandı. Çünkü maça geç kalmamıştı. Futbolun asıl oyun kuralları asla yazılı değildi ve 1. maddesi oyuna saygı diyordu. Oyun saygısızlığı hiç sevmezdi. Şimdi dünyanın en mutku insanı çocuktu. Ve en saf insanı. Hep olduğu gibi.

0 yorum / Yorum Gönder:

DEPO