Olympiakos 88-81 Galatasaray

|

Birkaç sene öncesinde küme düşecek mi denilirken -bakın biz "düşer miyiz" derken değil- başkaları bilinçaltını üstüne çıkarırken, bugünlerde Avrupa'nın en iyi 8 takımı arasına giremediğimiz için özür diliyor bu takımın koçu taraftardan. Geçen sene ligin zirvesini zorlayıp kaçan şampiyonluğa üzüldüğümüz gibi. Galatasaray taraftarı bu maçı yenildiği için kimseyi sorgulamıyor, eleştirmiyor. Saygı duyuyor mağlubiyete bile. Maçın son saniyelerinde dahi imkansız gözükene inanıyor.

Galatasaray'ın olduğu yerde biz de varız diyerek peşinden koşuyor milyonlar, kolkola. Koşturuyor peşinden Avrupa'nın en yürekli basketbol takımı. Gönlümüzün Avrupa'da en iyi basketbol takımı. Realitede Avrupa'nın en iyi 9. basketbol takımı. Bu umudu bize yaşatıyor. Güldürmekle kalmıyor, gururdan ağlatıyor. Tarihe tanık ettiriyor bizi. Yıllarca unutulmayacak, anlatıldıkça anlatılacak günler yaşatıyor. Avrupa'ya -şimdilik- kendini anlatıyor, taraftarına anlattırıyor, bilmeyene öğretiyor. Kuruluş amacındaki gibi. Artık Galatasaray'da var. En baştaki gibi. Basketbolu getirdiği günlerde koyulan hedefdeki gibi.

Göksenin savunmada daha olumlu başlasa, Gordon sakatlık yaşamasa, Tutku bizimle olsa, Zaza hiç gitmese acaba neler olurdu diye düşünüyor insan. Ama kızamıyor, üzülemiyor. Üzüldüğümüzü bilmesin diye. Her şeye rağmen çok yakındı ilk 8. Ancak kazanç, kaybedilenden çoktu elbet. 1 senede, yıllarca kazanılacak tecrübeyi kazandı bu takım, bu taraftar, bu camia. 10 senede başkalarının anlatamadığı şeyleri anlattı Avrupa'ya. Kazıdı Türk'e ön yargılı beyinlere. İş bundan sonra başlayacak elbette. Artık Shipp vardı, Andric vardı, Göksenin vardı, Gordon vardı, Mahmuti vardı, tribün vardı bu organizasyonun içinde. Davet zarfı posta kutumuza koyulacak, kafamıza eserse onu oradan alacaktık ve haftalarca masamızda duracaktı sıradan bir kağıt gibi. Düşünüp cevap verecektik davete.

Biz Teodosic'i tanımazdık, Navarroyu, Spanoulis'i, McCalebb'i tanımazdık. Galatasaray var dediler geldik. Tanıdık. Tanıştık. Galatasaray yoktu önceden burada. Bu yüzden tanımanın da anlamı yoktu. Biz Galatasaray'dık. Artık gelmiştik. Buradaydık. Biz Galatasaray için yaşardık. "We live for the Cimbom" idi.

1 yorum / Yorum Gönder:

and1905 dedi ki...

takım ve taraftar arasında çok kalın bağlar oluştu çok kazandık çok

DEPO