Giden Her Sezonun Ardından

|

Umutlarla başlanılan bir sezon. Önceki yıl olduğu gibi sonu gelmeyen bir sezon. 4-5 yıl öncesine gidelim. İnamotolar- Carruscalar geliyordu. Takımdaki Türk futbolcular ise ligin en iyisiydi ve mücadele gücüyle çok şey kazanmıştık. O dönemde Avrupa'dan kayan yıldızlar Rumeli'yi teğet geçip Anadolu'ya iniyordu. Mücadele gücü düşük bu oyuncular alay konusu oluyor inanılmaz şampiyonluklar bize geliyordu.

Adnan Polat'ın gelmesiyle takımda gerekli değişim yaşandı. Değişimci Polat takımı baştan aşağı yeniledi. Çıkış yapan Türk oyuncular takıma katılırken, yabancılar mevcutların daha kalitelisiydi. Bu oyuncuları seyirci bağrına bastı. İlk sezon şampiyonluk geldi. Artık İnamoto - İliç değil, Linderoth-Lincoln vardı. Türk oyuncuların ise yüzleri yepyeniydi. Diğer sezon takıma Skibbe geldi. Skibbe'yi şöyle tanımlayabiliriz. Rijkaard'ın kariyeri olmayanı. Aynı yapıdalardı çünkü. İkisi de futbolcuların iyi altyapı eğitimi almasını, profesyonel yaşamasını isterlerdi. İkisi de pas yapan takımlar kurardı. Skibbe'nin eline Kewell, Baros, Meira gibi isimler ekleniyor takımımız müthiş kaliteli yabancılardan oluşuyordu. Ama bu sezon da takımın gerekli havayı sağlayamaması sebebiyle yok oldu gitti.

Yeni sezona müthiş bir ekolle başlıyordu Galatasaray. Dünyanın en iyi takımının sistemini birinci tekil kişisinden öğrenecekti bu takım. Gerekli transferler yapıldı. Ama Frank kısa dönemde bazı oyuncuları yanlış tanıyınca sisteminin eksik özelliklerini kavradı. Sezon içinde bunları yavaş yavaş düzeltmeye başladı. Ama bu sezon da kayboldu gitti.

Rijkaard'ın sisteminin oturması için iki şart var. Birincisi takımdaki futbolcuların sisteme ayak uydurması. İkincisi de ligin şartlarının uygun olması. İlkini başaramadığımız için ikincisine diyecek yok. İlk önce takımımızı düzeltmekten başka çare yok. Takımın transfer politikasına bakıldığında takımı sisteme uydurmaya çalışıldığını görüyoruz. Teknik becerisi olmayan oyuncuların gözden çıkarılması buna örnektir. Sırada ise teknik becerisi yüksek isimleri kadroya katmak var. Ama bunu yaparken ligin dokusuna uyum sağlayacak mücadeleci isimler de şart. Haldun Üstünel'in açıklamasına bakılırsa bunun da farkına varılmış. Artık havaalaını değil, kalbimizi dolduracak transferler düşünülüyor.

Takımdan kısaca bahsedecek olursak. Hakan Balta stoper düşünülüp Çağlar beke çekilebilir. Kalecilerin yerli olması sevindirici gelişme. Ön liberoya yabancı, mücadeleci ve teknik bir isim mutlaka gerekli. Elano'nun yanına da onunla aynı telden çalacak isim şart. Takıma mücadele de aşılanabilirse geriye sadece lige uyum sağlamak kalıyor. Buna da başka paragraf gereklidir.

Evet lig. Şu kurulacak takım Hollanda liginde olsa rahat evi arabayı yatırır şampiyonluğuna bahis oynarız. Ama bizim ligimiz farklı. Hakemlerin avantaj kararlarından kişiliklerine, rakiplerin kafa yapısından rakibe saygısına, medyanın yıldız futbolcuları iyi ile kötü arasında lastik yapmasına kadar her şey bizim aleyhimize. Takımımızı deplasmanda rakip tribün içinde izlemiş birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki yıldız transferlerimiz halkımızda nefret uyandırıyor. Giovani dos santos'un sakatlanması için kendi oyuncusuna hırs veren seyirciye sahip rakiplerimiz var. Evet son dakikalarda şampiyon olduğumuz dönemdeki sempatikliğimiz kaybolmuş. Bizim zaten bize yardımcı olsunlar gibi bir isteğimiz yok. Ama Uefa'nın da üstünde çalıştığı rakibe saygı konusunda yardımcı olmalılar. Ülkemize yıldız futbolcuların çekilmesi ve futbolun gelişmesi için bu gerek. Bu ülkeye futbolu getirmiş bir kulüp olarak başarılar kazanırken ülke futbolunu geliştirmek de görevimiz. Bülent Uygun'lar ne kadar az iş bulur, Thomas Doll'lar da ne kadar çoğalırsa bizim için olumlu olacak.


Sezon içinde zaman zaman Rijkaard'ın müthiş bir isim olduğunu ama ülkemizde iyi olanın kazanmadığı için başarısız olacağını düşünüyorduk. Ligin son haftasına bakılırsa bunu tamamen silerek kendi isişimze bakmamız gerektiğini öğrendik. Galatasaray şu anda ülke futboluna uygun olmayan müthiş bir sistem için çalışıyor. Bunu başaracağından da en küçük kuşkumuz kalmadı. Bu kulüp ülke futbolunu daha önce değiştirdi. Yine değiştirecektir. Şimdi sırada dünyanın en iyi takımını birinci tekil kişisinden öğrenmek değil, ülke insanına dünyanın en iyi ligini birinci tekil kişisinden öğretmek var.

0 yorum / Yorum Gönder:

DEPO