Yönetim, Futbolcu, Taraftar...

|



"Yönetim futbolcu taraftar, şampiyonsun Galatasaray..." diyorduk daha 2 sene önce. Şimdi ise ne dediğimizi bilmiyoruz. Biz de yönetim futbolcu taraftar olarak ele alalım mevcut durumu. Her günü birisine ayırsak 3 gün tutar. Biri bugün desek diğeri yarın. Diğeri de bir gün olur karşınızda. Yönetimden bahsederken diğeri de karışır bakarsınız. Ama ana tema net olacaktır.

Taraftar diyelim ve tersten başlayalım. Aslında ters değil. Sadece bestede ters. Kulübün ana damarı. Yalnız bize göre. Başkalarına göre olmayabiliriz. Neyse oraya dalmadan taraftar üzerinden gidelim. Bakın bir çocuk var. Bu çocuk henüz bazı şeylerin farkına varıyor. Galatasaray'lı hem de sapına kadar. O zamanlar maraton var ordan da maç özetlerini izliyor. Eskiden de az çok bakıyor ama bu kadar tutkuyla değil. Karşıda en ortada ultrAslan yazıyor. Çocuk futbolu biliyor seviyor ama tribün nedense daha cazip geliyor. Sınıf yakınlığı da olabilir. Ama ateşli tribünler o çocuğu daha bi çekiyor futbola. Maçı izlerken artık besteleri de dinlemeye, ezberlemeye çalışıyor. Rakip takımlı çocuklara gidip söylüyor ertesi gün. Bu böyle kar topu gibi büyüyor. Sonra internetle iyi geçiniyor. Explorer'ı açınca arama motoruna yazıyor ultrAslan'ı. Hem de "a" sı büyük olanından. İlk çıkana giriyor ama yazılanları okuyamıyor. Orda beste arşivi v.b. var. Onlara takılıyor. Daha da seviyor bu işi. Bunu alışkanlık yapıp bestelerin tamamını ezberliyor. Halbuki bu çocuk ödev verilen şiiri bile ezberleyemezdi onca çalışmasına rağmen. Diyoruz ya bir şey çekiyor. Ondan sonra adında bile a harfini büyük yazmaya başlıyor.

Derken bu grubun yeni forumu açılıyor. Hemen üye oluyor. Hem de ilk üyelerden. Yazılanları okudukça oradaki abilere ablalara hayran oluyor. Ertesi gün okulda çocuklar Galatasaray'a laf atınca abilerin üslubuyla ve verileriyle cevabı da yapıştırıyor. Altta kalmadan. Kendisi de bir şeyler yazmaya çalışyor ama henüz o olgunlukta değil. Sonra Alpaslan Dikmen diye birisi var. Adamın işi gücü yok uzun uzun yazılar yazıyor. Bizimkinin de işi yok ya. O da okuyor uzun uzun. Her kelimeden haz alıyor. Bu adamın yazdıklarıyla yaşam felsefesi değişiyor. Artık heyecanla onun yazı yazmasını bekliyor. ultrAslan diye bir oluşum var ve bu oluşuma hayran oluyor. O yaşta bir gruba ait olma duygusu da varya. ultrAslan oluyor işte bu. Her ne kadar sosyal yaşamda içlerinde olamasa da, yaşadığı şehirde düzgün temsilcilik olmasa da onlardan biri oluyor. Zararlı gruplarla olmaktansa doğru olanı da yapıyor. Belki bu şehri canlandırırım diye düşünüyor. Alpaslan abisiyle temasa da geçiyor. Ama 18 yaş engeline takılıyor. 18'ine girince temsilcilik sözünü de almadan bırakmıyor. Forumda yazılanlarla, yapılan koreografilerle, internette dolaşan bestelerle oluşumu iyice benimsiyor.

Sweat çıkıyor hemen sipariş ediyor, atkı çıkıyor hemen alıyor. Alpaslan abisi de ertesi gün gönderiyor. Bunları üstünde gururula taşıyor. Bu dönemde de Galatasaray'lıların büyük bölümü ultrAslan için aynı şeyi düşünüyor. Bağımsız, ultras mentalitesini savunan bir oluşum. Aynı zamanda suyun öteki yakasına bakıyor. Futbolcu gol kaçırınca ıslıklamalar, tesis basmalar, ar yu big pileyır'lar, bayrağı ters asmalar, başkanın talimatıyla başkana yalakalık yürüyüşleri... Bu tarafta olduğu için daha çok gurur duyuyor. Hele o 33. haftada ultrAslan onu mest ediyor. Yönetime, polise, rakibe verilen ders aklına işleniyor. Artık onun bulunduğu her ortamda ultrAslan ve Galatasaray'a laf eden geri vitese başlıyor.

Mükemmel bir sistem kurulmuş. Bu kadar ilde, ilçede, ülkede, kıtada temsilcilik var. Alt gruplar muhteşem yapılandırılmış, diğerlerine göre en temiz oluşum. Artık her Galatasaray'lı ultrAslan mentalitesini savunuyor. Ama gün geliyor sabah bi kalkıyor o hayran olduğu Alpaslan Dikmen vefat etmiş. Kendisine forumda fırça attığı gün bile buna sevinen çocuk bu haberi alıyor. ultrAslan ilk maçta yine kendine yakışanı yapmış onu müthiş uğurluyor. Ama gün geçtikçe ultrAslan kan kaybediyor. Forumda yapılan organizasyonlar duyurulmuyor. Doğru dürüst ürün çıkmıyor. Çıksa da para gönderimi, mal tesliminde sıkıntı yaşanıyor. Takvim çıkıyor, para gidiyor ama takvim gelmiyor. Sweatlardan herkes şikayet ediyor. Forum artık ultrAslan forumu değil sadece bir Galatasaray forumu oluyor. Örneğin ; şu saatte şurda deplasmana gidiyoruz diye bir konu forum tarihinde açılmıyor. Moderatörlerin anlık psikolojisine göre kararlar veriliyor. Birçok insan küsüyor. Küsmese de şutlanıyor.

Tribünlerde de düşüş başlıyor. Sıkıcı besteler söyleniyor. Diğer taraftarlarda bu kesimi sevmeyince bütünlük bozuluyor. Karaborsacılar, cepçiler türüyor. Deplasman gidilmez oluyor. Büyük maçlar dışında önemli organizasyonlar olmuyor. Polisin konfeti, meşale yasağına boyun eğiliyor. Yönetimin kaybettirdiği değerlerimize sahip çıkılmıyor. Formamız f1 arabasına dönüyor, bonus rezaleti sebebiyle tribün en önemli maçta bitiyor. Galatasaray taraftarı endüstriyel futbola karşı mücadeleyi kaybediyor. Bilet fiyatlarına itiraz edilmiyor. 1.5 yılda adeta eriyor. İş böyle de olunca en üst kesim sorgulanıyor. Ağır abiden çok ultras liderleri isteniyor.

Yani ultrAslan her alanda etkisini kaybediyor ve destek de azalıyor. Galatasaray sevgisi değil de rant öne çıkınca kimse de bunları umursamıyor. Abiler orada yıllardır olduğundan buna karşı gelebilecek kişiler de sesini çıkaramıyor. ultrAslan her taraftarın ultrAslan olmasını istiyor. Ama bunu sevgiyle, icraatla değil başka yollardan sağlamaya çalışıyor. Şayet ultrAslan Galatasaray taraftarının hakkını her alanda korusa, tribün için daha çok çalışsa, kötü adamları içinden temizlese herkes kendini ultrAslan hissedecek. Ama rant denilen olay buna engel oluyor. Karaborsacılar hala orada duruyor.

Haliyle çocukta bunu görünce soğuyor. Kaptanına haksız yere yapılanları yediremiyor. Onun için fenomen olmuş ultrAslan'ın Metin Oktay pankartını ters asmasını hazmedemiyor. O grubun içinde olmak, Alpaslan gibi olmak hayalleri suya düşüyor. Gözünde bir dev olan ultrAslan'un bunları yapmasına inanamıyor. O forumdaki abilerinin, içindeki onca elit insanın bunu yapmasına inanamıyor. Zaten bu isimlerin bazıları da son olaylarla küsüyor.

Şimdi çocuk kaç gündür kara kara düşünüyor. Ne yapsam, ne yapsak. Ama elinde o gücü bulunduranlar oldukça bir şey yapamayacağını biliyor. Belki de o küfür ettiği çekirdekçilerden oluyor. Hayal ettiği tamamen bağımsız, çılgın taraftarlar işi olmayacak gibi duruyor. Yeni, radikal besteler yapan; sadece taraftarın hakını koruyan ve kendini kulübün asıl sahibi gören; yasaklara karşı koyup en dandik maçta meşale şov yapan, en sıradan maçta el emeği konfeti şov yapan tribün hayali olmayacağa benziyor. Koca oluşumun içine edilmesi hala rüya gibi geliyor. Oluşumu kaldırmak yerine, gerçek Galatasaray'lıların Alpaslan abisinin mirasını düzeltmesi fikrini benimsiyor. Ama izin verilmeyeceği aklına geliyor yine.

Ahanda şurasında ( Metin'in elini koyduğu yer ) belki ihtimali duruyor. Ama bunun için de çok çalşması gerektiğini biliyor. Yazıyı yazarak belki içini döküyor ama kara kara düşünmeye devam edecek. Taa ki beyazı görene kadar...

4 yorum / Yorum Gönder:

Adsız dedi ki...

Biz büyüdük ve kirlendi dünya şarkısı geliyor hep ağzıma. uA özüne dönmeli artık içeride temizlik başlamalı , eğer olmuyorsa her şeyi göze alıp biz gerçek arma sevdalıları bu işin ucundan tutacağız. Bu yolda çekilen çile her ne olursa olsun kutsaldır , şu aşamada bütün riskler göze almak lazım gelir

Adsız dedi ki...

İnkılap değil ıslahat gerekli

and1905 dedi ki...

"Taa ki beyazı görene kadar..."

Bu beyazı bulunca bana da haber verin.

Bravo Gala's bende tribünlerin temizlenmesi gerektiğini düşünüyorum.Kapalı'nın sahip çıkması gerekiyor.

3korner1penaltı dedi ki...

çok blog okurum sizin bloğunuzu galatasaraysözlükte rastladım ve bu yazıyı gördüm kendimi gördüm bu yazıda çok duygulandım ben 21 yaşındayım ama bende tıpkı sen gibi sabahları alpaslan abi için bilgisayar açardım umarım o heyecanı yakalarız hep beraber... yazın için ellerine sağlık

DEPO