Galatasaray 0-0 Bursaspor

|

Galatasaray taraftarının ve total futbolun istediği kadronun son haftalarda sonuca bakmadan iyi futbol oynamaya çalışması ve sene başından beri farklı sebeplerle futbolumuza edilişin bir göstergesi daha. Güzel futbola engel olan rakip, kötü zemin, hakem gibi faktörlerden bu sefer 3. nün ortaya çıkışı. Evet kendi kendimize engel olduğumuz dönemlerde vardı. Tam bunu atlattık derken her iki takımın da iyi futbol oynama isteğine engel olan bir hakem. Yine söylüyoruz, bu rakiplerle, ülkedeki mevcut kafa yapısı ve sistemle, eskişehirdeki zeminle, yalçın ayhanla, bünyaminle işin çok zor Rijkaard. Ama bu taraftar her zaman arkanda.

Galatasaray - Bursaspor

|
Ele güne karşı, iki çakal konuştu diye değil; 529 yıllık kültür için saldır Galatasaray !

Galatasaray - Bursaspor
25.04 - 19.00
Ali Sami YEN

"Köpekler İstedi Diye Atlar Ölmez"

Galatasaray'ım !

|


Sevdik,
Biz seni deli gibi sevdik,
Hep Armanın Peşindeydik
Gençliğimizi sana verdik.
Galatasaray'ım

Türkiye Erkek Basketbol Ligi
Galatasaray 100-67 Bornova Belediye

Bayan Voleybol Play Off Yarı Final İlk Maçı
Acıbadem 3-0 Galatasaray

Erkek Voleybol Türkiye Kupası Final 2. Maçı
Galatasaray - Ziraat Bankası (25.04)

23 Nisan Kutlu Olsun!

|

Onur Mücadelelerine Alkış İçin ! | Cumartesi A.İpekçi'ye

|
Galatasaray Erkek Basketbol Takımı... Çeşitli oyunların oynandığı, şirketlerin yönettiği ligde maddi olarak küçülme kararı almıştı. Ülkedeki çıkış yapan yerli oyuncular transfer edilmiş, yabancı oyuncularımız ise mücadeleci isimlerden seçilmişti. Sezona bütçeye göre iyi başladık. İki kulüp birleşip karşımıza çıkan takımı yenince geçmişte yapılan ve bize yakışmayan olaylar ortaya çıktı. İyi de oldu ortaya çıkması. Galatasaray kulübü ve taraftarı krizi iyi yönetti. Bundan sonra takımımızın düşmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ama atladıkları bir şey vardı. Bu dev adamların sadece boyu değil, yüreği de dev gibiydi. Son söz onlarındı. Sezon içinde aslanlar gibi mücadele edip takdirimizi kazandılar ve ligde kalmayı başardılar. Play offa gitmenin de kapısından döndüler. Bursa maçımızla ilgili aklınca kamuoyu yaratıp, bize gazı verecek takım ligdeki yerini garantileyince play offdaki rakibimize yattı. Yatış hazırlıkları tamamlandı ve 0-6 yaş grubu kadar aklı olan moderatörlerin yönettiği sanal platformlar "fenevbahçesi yenilmiş rıdvanın yüzü" şeklini aldı. Ama merak etmelerine gerek yoktu. Galatasaray aslanlar gibi sahaya çıkacak ve "tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?" sorusuna cevap veren tavuk gibi "ben yenerim gerisine karışmam" diyecekti.

Şimdi aslanlarımızın bu mücadelesini tebrik etmek için Galatasaray taraftarına büyük iş düşüyor. Futbol takımını ruhsuz olarak nitelendiren taraftar salona koşmalı ve Onurlu Aslanları avuçları patlayasıya kadar alkışlamalıdır. Çok daha fazlasını hakeden oyuncularımıza bizim yapabileceğimiz budur. Yönetimimiz de önümüzdeki sezonda iyi takviyelerle mevcut kadroyu korumalı ve küçülmekten vazgeçmelidir. Çünkü bu aslanlar küçülme parolasıyla alınsa da bu sene bizi çok gururlandırdılar. Evet belki bütçe olarak küçüldük ama manevi olarak şampiyonluklardan daha önemli bir şekilde büyüdük.

Galatasaray'ımız - Bornova Belediyesi
24 Nisan Cumartesi
Saat 16.00
Abdi İpekçi Spor Salonu !

Ali Turan Galatasaray'da

|

Kendisiyle 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren geçerli olacak prensip anlaşmasına varılan Ali Turan, kondisyoner Fatih Yıldız yönetiminde salon ve sahada takımdan ayrı olarak çalıştırıldı.

Ya Seve Seve !


Çıldır, Çıldır Hurma !

Wrong Way !

|
Arda Turan. Efsanevi 87 jenerasyonunun yıldızı. Daha altyapıdayken keşfettik onu. Beğenerek izledik. Manisa'ya gitti takip ettik. Gelmesini bekledik. Gelişi de tam oldu. Bu formayı istediğini gösterdi ve kısa sürede formayı kaptı. O kötü kadrodaki tek temsilcimizdi. Galatasaray'lı gibi oynayan tek isimdi. Milli takıma da gitti. Çok da başarılı oldu. Yurtdışından teklifler gelmeye başladı. Bu dönemde Galatasaray taraftarlarının sevgilisi oldu. Bazı fotoğrafları sızdırılsa da taraftar ona sahip çıktı. Giderek kendini geliştirdi. Onun üzerine çeşitli oyunlar oynandı ama bu camia hep arkasındaydı.


Bu sezon başı kendisine kaptanlık verilip sırtına 10 numara geçirildi. Çok da sevindik buna. Artık kaptanımız bizden birisiydi. Metin Oktay, Cüneyt Tanman, Bülent Korkmaz, Gündüz Kılıç olacağını düşünüyorduk. Modern dönemden de örnek verirsek ; Totti, Lucarelli, Gerard olmasını bekliyorduk. Sezon başladı. Kaptan bomba gibi de girdi sezona. Daha yaşı gençti. Yapması gereken şeyler vardı ve biz de buna karşı çıkmıyorduk. Geri kafalı basına inat ona destek oluyorduk. Çünkü o Hagi'nin golüne sevinen bir ikondu. Yalancı, para sevdalısı futbolculardan değildi. Gözünü bile kırpmadan milyonlarca doları reddediyordu. Çocuklarımıza anlatacaktık biz onu. Elano'ya pas atmıyor, Gio'yu sevmiyor dedikoduları da bizi ilgilendirmiyordu. Çünkü çamurlu forması olan bir isimdi o. Bacağında krampon izi oluşmasına rağmen mücadele ediyordu. Kendisine verilen görevi yapıyor, ligde asist kralı oluyordu. Ailesinden tutun abi-kardeş yaşantısına kadar 10 numaraydı.

İşin bir de diğer kısmı vardı. Medyatik bayanla seviyeli bir ilişkisi vardı. Bunu da aslanlar gibi söylüyordu. Ama bizim için önemli olan sahadaki işiydi. Galatasaray kaptanına yakışır davransın yeterdi. Takımın şampiyonluktan uzaklaşması sonucunda ultrAslan bir protesto hazırladı. Haklılardı, Galatasaray nice böyle topçular görmüştü. Ama kazanma inancı, takım ruhu olmayınca olmuyordu. Taraftar da bunu istiyordu. Evet iyi futbolcular önemliydi. Gelmeleri gerekirdi. İyi futbolunu oynadığı sürece istediği gibi de yaşardı rüya şehirde. Ama yenilgiye isyan etmeyen, umursamaz kişiler bu şehirde istediği gibi yaşayamazdı. Taraftar o kişiye bu şehri rüyalıktan çıkarıp kabusa dönüştürürdü. Protesto hazırlandı. Ama bir kafiye uğruna, 3 haftadır oynamayan kaptanına kıymıştı. Onun olmadığı takım özelliğini kaybetmiş ve yeniligiye isyan etmiyordu. Mevcut durumda bunu haketmeyen tek kişi Arda'ydı. Çok büyük bir hata yapıldı ve ultrAslan kendisine de kaptanına da yazık etti.

Yine de gol atıldıktan sonra Baros'u tribüne göndermemesi hoş değildi. Tam sular duruldu derken Manisa'da onu 1 yıl bekleyen ve yanına çağıran taraftarına koşmadı Kaptan. Galatasaray kaptanına yakışmayan bir hareket yaptı. Galatasaray'da küsmek olmazdı. Konuşarak anlaşılır, barışılırdı. Ama kaptan bunu husumete çevirdiğini gösterdi. Bugün ise yapılan antrenmanda takım arkadaşı Caner'le tartıştığı ortaya çıktı. Basına açık antrenmanda bunun olması ilginçi. Halbuki aynı Arda Uefa Kupası maçı sonrası arkadaşı Caner'i koruyordu. Bu çocuk şanssızdı. Daha sonra barıştıklarını açıklasalar da, kanayan dudak kabuk tutsa da söylenen sözler hep kafanın bir yerinde duracaktı.

Galatasaray gibi çok büyük bir camianın kaptanlığını kaldıracak bir isim olan Arda artık bu vasıfından uzaklaşıyordu. Bir an önce özel yaşamını uzakta yaşaması gerekirdi. Çeşitli dedikoduların çıkmasına izin vermemeliydi. Taraftarla barışmalı, futboluna daha fazla konsantre olmalıydı. Mutlaka profesyonel bir destek almalıydı. Yoksa bu yaşananları kimse kaldıramazdı. Ayrıca biraz da kilo verip güçlenirse bu ligin tozunu atar ve bizim için bir efsane olduktan sonra Avrupa'da bizi gururla temsil ederdi. Tabiki dili de öğrenmeliydi. Ama öncelikle kendisine model olarak emre abisini değil, Cüneyt kaptanını almalıydı.

Arda Turan

|

Galatasaray antrenmanında olay çıkmış. Arda ve Caner kavga etmiş, yumruklaşmış. Şimdi bu olayı büyütüp, tekrar kaptana yüklenecekler. Sanki çok çok görülmemiş bir şey gibi. Dünyanın her yerinde antrenmanlarda, maçlarda kavgalar çıkıyor. Bence gayet normal.

Arda konusuna gelirsek; Bir futbolcu düşünün..
Taraftarla arası bozuk, kaptanlığın ardından üzerinde büyük baskı var, karşısında her seferinde kendisini yıpratmaya çalışan bir basın ordusu var (ibne basın) , özel yaşamından tutunda kişiliğine kadar laf edilen,daha 3-4 hafta önce antrenmanda aldığı darbe sonrası sakatlanmış ve çok önemli maçlardan mahrum kalarak taraftarın gözünden düşen Arda'nın böyle bir patlama yapması bana normal geliyor. Attığı yumruğu doğru mu buluyorum? Hayır kesinlikle yapmaması gerekirdi . Ama ben bu derece bir baskıyı kaldırabilecek futbolcu görmedim.

Arda benim gözümde Galatasaray'ın ruhudur. Bunu neden söylüyorum: çünkü bu sabah antrenmandaki Arda, gerçek Arda değildir. Şu anda baskıyla baş edememektedir. Gidişat hiç te iyi değildir. Böyle giderse çubuklu tosun gibi olacaktır.(Allah korusun) Ancak baskıyla baş etmeyi öğrendiği zaman ''Büyük Kaptan'' olacaktır. Umarım pazar günü gelir taraftarla barışır. Biz de büyük Galatasaray taraftarı olarak üzerimize düşeni yaparız.

Kaptanımızı harcatmamalıyız, harcamamalıyız!

Mutluluklar

|
Yağmur-Sabri çiftine bir ömür boyu mutluluklar dileriz.

Parayla Ali Asker'i Alabilirsin ; Peki Ya Ruhu ?

|
Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımız bugün oynanan maçta rakibi saran anadolu'yu 101-57 mağlup etti. İlk yarıda çeşitli oyunlarla yenildiğimiz rakibimize rövanşta şans tanımayan aslanlarımızı tebrik ediyoruz. Ahmet Cömert Spor Salanu'nda oynanan ve liderliğimizi pekiştirdiğimiz 15. hafta mücadelesine taraftarlarımız oldukça ilgiliydi. Oraya giden ve fabrikadan adam toplayıp seyirci profili oluşturmaya çalışan artist yamuklusuna ders veren taraftarlarımız da ayrıca teşekkürü hak ediyor. Malum takımın çakması konumundaki takıma koymaktan büyük haz duyduğumuzu da belirtelim. Sahaya girip sporcu tokatlamalarla, gezegenin en iyisinin artıklarını toplamakla bu işi olacak sanan saran umarım dersini almıştır. Bu işe de girip efendiliğimizi bozan ve türünün tüm özelliklerini gösteren saran'ı şimdi hülyasının kollarına bırakarak kameralarımızı istanbul stüdyosundaki reha muhtar'a bırakıyoruz :

R.M. : Efendim, acı var mı acı ?

Galatasaray 101 - 57 Saran Anadolu

Justin Eveson : 34 Sayı
Ferit Gümüş : 31 Sayı
Matt Scott : 16 Sayı
Petr Tucek : 12 Sayı

Manisaspor 1-2 Galatasaray'ımız

|

Galatasaray - Beşiktaş | Hoooop İki - Sıfıır...

|

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı Basketbol Liginin 28. haftasında karşılaştığı beşiktaş'ı 95-84 mağlup etti. Maçta bir ara 20 sayı geriye düşen takımımız muhteşem mücadelesi ve isteğiyle taraftar desteğini de arkasına alarak karşılaşmadan galip ayrıldı. Sakat sakat oynayan Darius, dizleri sorunlu olan Mike, yıldız olmasına rağmen mücadelesiyle takdirimizi toplayan Jasaitis, sene başından beri takımın ruu olan Rancik, takımımızda müthiş çıkış yakalayan ve özveriyle mücadele eden Evren, savunma dersi veren Murat, seyirciyi ateşleyen Fatih... Kocaman bir alkışı hakediyorlar. Mr. kimisi gece alemlerinde isimli arkadaş ve türlerine maçın kasetini oturtup izleteceksin. Görsünler Galatasaray ruhu nasıl oluyormuş. Şimdi git Jasaitis ne istiyorsan yap. Sana bir Allah'ın kulu karışabilir mi?


Darius Washington: 26 Sayı, 4 Ribaund, 5 Asist
Simas Jasaitis: 23 Sayı, 10 Ribaund
Radoslav Rancik: 22 Sayı, 5 Ribaund, 1 Asist, 1 Blok
Evren Büker: 18 Sayı, 5 Ribaund, 3 Asist, 1 Blok

Bayan Takımımız ise dün yapılan karşılaşmada rakibi beşiktaş'ı 3-2 mağlup etti. Play off ilk tur ilk maçında rakibini yenen aslan kızlarımızı tebrik ediyoruz. Takımımız rakibiyle ikinci karşılaşmasını 19 Nisan Pazartesi günü Burhan Felek Spor Salonu'nda yapacak. 17.30'da başlayacak karşılaşmadan galip ayrılırsak turu geçen taraf olacağız. Olası mağlubiyette ise tur son maça kalacak.

Yönetim, Futbolcu, Taraftar...

|



"Yönetim futbolcu taraftar, şampiyonsun Galatasaray..." diyorduk daha 2 sene önce. Şimdi ise ne dediğimizi bilmiyoruz. Biz de yönetim futbolcu taraftar olarak ele alalım mevcut durumu. Her günü birisine ayırsak 3 gün tutar. Biri bugün desek diğeri yarın. Diğeri de bir gün olur karşınızda. Yönetimden bahsederken diğeri de karışır bakarsınız. Ama ana tema net olacaktır.

Taraftar diyelim ve tersten başlayalım. Aslında ters değil. Sadece bestede ters. Kulübün ana damarı. Yalnız bize göre. Başkalarına göre olmayabiliriz. Neyse oraya dalmadan taraftar üzerinden gidelim. Bakın bir çocuk var. Bu çocuk henüz bazı şeylerin farkına varıyor. Galatasaray'lı hem de sapına kadar. O zamanlar maraton var ordan da maç özetlerini izliyor. Eskiden de az çok bakıyor ama bu kadar tutkuyla değil. Karşıda en ortada ultrAslan yazıyor. Çocuk futbolu biliyor seviyor ama tribün nedense daha cazip geliyor. Sınıf yakınlığı da olabilir. Ama ateşli tribünler o çocuğu daha bi çekiyor futbola. Maçı izlerken artık besteleri de dinlemeye, ezberlemeye çalışıyor. Rakip takımlı çocuklara gidip söylüyor ertesi gün. Bu böyle kar topu gibi büyüyor. Sonra internetle iyi geçiniyor. Explorer'ı açınca arama motoruna yazıyor ultrAslan'ı. Hem de "a" sı büyük olanından. İlk çıkana giriyor ama yazılanları okuyamıyor. Orda beste arşivi v.b. var. Onlara takılıyor. Daha da seviyor bu işi. Bunu alışkanlık yapıp bestelerin tamamını ezberliyor. Halbuki bu çocuk ödev verilen şiiri bile ezberleyemezdi onca çalışmasına rağmen. Diyoruz ya bir şey çekiyor. Ondan sonra adında bile a harfini büyük yazmaya başlıyor.

Derken bu grubun yeni forumu açılıyor. Hemen üye oluyor. Hem de ilk üyelerden. Yazılanları okudukça oradaki abilere ablalara hayran oluyor. Ertesi gün okulda çocuklar Galatasaray'a laf atınca abilerin üslubuyla ve verileriyle cevabı da yapıştırıyor. Altta kalmadan. Kendisi de bir şeyler yazmaya çalışyor ama henüz o olgunlukta değil. Sonra Alpaslan Dikmen diye birisi var. Adamın işi gücü yok uzun uzun yazılar yazıyor. Bizimkinin de işi yok ya. O da okuyor uzun uzun. Her kelimeden haz alıyor. Bu adamın yazdıklarıyla yaşam felsefesi değişiyor. Artık heyecanla onun yazı yazmasını bekliyor. ultrAslan diye bir oluşum var ve bu oluşuma hayran oluyor. O yaşta bir gruba ait olma duygusu da varya. ultrAslan oluyor işte bu. Her ne kadar sosyal yaşamda içlerinde olamasa da, yaşadığı şehirde düzgün temsilcilik olmasa da onlardan biri oluyor. Zararlı gruplarla olmaktansa doğru olanı da yapıyor. Belki bu şehri canlandırırım diye düşünüyor. Alpaslan abisiyle temasa da geçiyor. Ama 18 yaş engeline takılıyor. 18'ine girince temsilcilik sözünü de almadan bırakmıyor. Forumda yazılanlarla, yapılan koreografilerle, internette dolaşan bestelerle oluşumu iyice benimsiyor.

Sweat çıkıyor hemen sipariş ediyor, atkı çıkıyor hemen alıyor. Alpaslan abisi de ertesi gün gönderiyor. Bunları üstünde gururula taşıyor. Bu dönemde de Galatasaray'lıların büyük bölümü ultrAslan için aynı şeyi düşünüyor. Bağımsız, ultras mentalitesini savunan bir oluşum. Aynı zamanda suyun öteki yakasına bakıyor. Futbolcu gol kaçırınca ıslıklamalar, tesis basmalar, ar yu big pileyır'lar, bayrağı ters asmalar, başkanın talimatıyla başkana yalakalık yürüyüşleri... Bu tarafta olduğu için daha çok gurur duyuyor. Hele o 33. haftada ultrAslan onu mest ediyor. Yönetime, polise, rakibe verilen ders aklına işleniyor. Artık onun bulunduğu her ortamda ultrAslan ve Galatasaray'a laf eden geri vitese başlıyor.

Mükemmel bir sistem kurulmuş. Bu kadar ilde, ilçede, ülkede, kıtada temsilcilik var. Alt gruplar muhteşem yapılandırılmış, diğerlerine göre en temiz oluşum. Artık her Galatasaray'lı ultrAslan mentalitesini savunuyor. Ama gün geliyor sabah bi kalkıyor o hayran olduğu Alpaslan Dikmen vefat etmiş. Kendisine forumda fırça attığı gün bile buna sevinen çocuk bu haberi alıyor. ultrAslan ilk maçta yine kendine yakışanı yapmış onu müthiş uğurluyor. Ama gün geçtikçe ultrAslan kan kaybediyor. Forumda yapılan organizasyonlar duyurulmuyor. Doğru dürüst ürün çıkmıyor. Çıksa da para gönderimi, mal tesliminde sıkıntı yaşanıyor. Takvim çıkıyor, para gidiyor ama takvim gelmiyor. Sweatlardan herkes şikayet ediyor. Forum artık ultrAslan forumu değil sadece bir Galatasaray forumu oluyor. Örneğin ; şu saatte şurda deplasmana gidiyoruz diye bir konu forum tarihinde açılmıyor. Moderatörlerin anlık psikolojisine göre kararlar veriliyor. Birçok insan küsüyor. Küsmese de şutlanıyor.

Tribünlerde de düşüş başlıyor. Sıkıcı besteler söyleniyor. Diğer taraftarlarda bu kesimi sevmeyince bütünlük bozuluyor. Karaborsacılar, cepçiler türüyor. Deplasman gidilmez oluyor. Büyük maçlar dışında önemli organizasyonlar olmuyor. Polisin konfeti, meşale yasağına boyun eğiliyor. Yönetimin kaybettirdiği değerlerimize sahip çıkılmıyor. Formamız f1 arabasına dönüyor, bonus rezaleti sebebiyle tribün en önemli maçta bitiyor. Galatasaray taraftarı endüstriyel futbola karşı mücadeleyi kaybediyor. Bilet fiyatlarına itiraz edilmiyor. 1.5 yılda adeta eriyor. İş böyle de olunca en üst kesim sorgulanıyor. Ağır abiden çok ultras liderleri isteniyor.

Yani ultrAslan her alanda etkisini kaybediyor ve destek de azalıyor. Galatasaray sevgisi değil de rant öne çıkınca kimse de bunları umursamıyor. Abiler orada yıllardır olduğundan buna karşı gelebilecek kişiler de sesini çıkaramıyor. ultrAslan her taraftarın ultrAslan olmasını istiyor. Ama bunu sevgiyle, icraatla değil başka yollardan sağlamaya çalışıyor. Şayet ultrAslan Galatasaray taraftarının hakkını her alanda korusa, tribün için daha çok çalışsa, kötü adamları içinden temizlese herkes kendini ultrAslan hissedecek. Ama rant denilen olay buna engel oluyor. Karaborsacılar hala orada duruyor.

Haliyle çocukta bunu görünce soğuyor. Kaptanına haksız yere yapılanları yediremiyor. Onun için fenomen olmuş ultrAslan'ın Metin Oktay pankartını ters asmasını hazmedemiyor. O grubun içinde olmak, Alpaslan gibi olmak hayalleri suya düşüyor. Gözünde bir dev olan ultrAslan'un bunları yapmasına inanamıyor. O forumdaki abilerinin, içindeki onca elit insanın bunu yapmasına inanamıyor. Zaten bu isimlerin bazıları da son olaylarla küsüyor.

Şimdi çocuk kaç gündür kara kara düşünüyor. Ne yapsam, ne yapsak. Ama elinde o gücü bulunduranlar oldukça bir şey yapamayacağını biliyor. Belki de o küfür ettiği çekirdekçilerden oluyor. Hayal ettiği tamamen bağımsız, çılgın taraftarlar işi olmayacak gibi duruyor. Yeni, radikal besteler yapan; sadece taraftarın hakını koruyan ve kendini kulübün asıl sahibi gören; yasaklara karşı koyup en dandik maçta meşale şov yapan, en sıradan maçta el emeği konfeti şov yapan tribün hayali olmayacağa benziyor. Koca oluşumun içine edilmesi hala rüya gibi geliyor. Oluşumu kaldırmak yerine, gerçek Galatasaray'lıların Alpaslan abisinin mirasını düzeltmesi fikrini benimsiyor. Ama izin verilmeyeceği aklına geliyor yine.

Ahanda şurasında ( Metin'in elini koyduğu yer ) belki ihtimali duruyor. Ama bunun için de çok çalşması gerektiğini biliyor. Yazıyı yazarak belki içini döküyor ama kara kara düşünmeye devam edecek. Taa ki beyazı görene kadar...

FCN Blog '' 2010 Blog Ödülleri'' Adayı

|
FCN Blog BÖ! 2010'a aday olmuş. Biz Galatasaraylılara da Galatasaraylıları desteklemek yakışır.

"Bir Galatasaray taraftar blogu olan FCN BLOG kuruluşunun ilk yılında yaptıklarının karşılığını almaya devam ediyor. Daha evel bu portalda "En iyi taraftar blogu" ödülüne layık görülen FCN BLOG şimdi de bloglar arasındaki en prestijli platform olan Blog Ödülleri 2010'da boy gösteriyor.

10-30 Nisan tarihleri arasında yapılacak halk oylamasında kategorilerinde ilk beşe girecek olan bloglar daha sonra jüri tarafından değerlendirmeye alınacak. Bir çok kişinin ter akıttığı, emek verdiği ve zor şartlar altında bugünlere getirdiği FCN BLOG'a destek olmak için yapmanız gereken durum çok basit. Yapmanız gereken durum sadece 3 maddeden oluşuyor.

1- www.blogodulleri.com sitesine girip kayıt oluyorsunuz.
2- Kayıt olduktan sonra sisteme giriş yapıyorsunuz. Girişiniz gerçekleştikten sonra ise karşınıza çıkan kontrol paneli kısmından, dilerseniz Kategoriler kısmından veya anasayfadan
Mars Athletic Club Spor Kategorileri'ne giriş yapıyorsunuz.
3- Kategoride
üçüncü sayfada en altta sağ tarafta bulunan blogumuzun menüsünün hemen yanında bulunan OY VER butonuna basıyorsunuz.


Sizlerinde desteği ile daha güzel ve daha aydınlık gelecek günlere gitmek temennisiyle.."


Saygılarımızla,
FCN BLOG EKİBİ

Feysbuk

|

Feysbuk denen zımbırtıda ''ARMANIN PEŞİNDEYİZ !'' isimli gruplar türemiş. Blogdan izinsiz ve kaynaksız yazı, resim araklayanların yanında bizim linkimizi verip, iletişim bölümüne mail adresimizi yazıp saçma salak yazılar paylaşan, doğuştan negatif sosyal puanlara sahip olduklarını düşündüğümüz ''insan''lar bulunmaktadır. Bizim feysbuk'taki hiçbir sayfayla bağlantımız bulunmamaktadır. Feed olarak kullandığımız Twitter adresimiz ve e-mail adresimiz dışında hiçbir sosyal zamazingoyla alakamız yoktur.

İletişim için: armaninpesindeyizblog@gmail.com

Galatasaraylılık'tan Kurtulmak!

|

Karaborsa, ego mastürbasyonu, her türlü dayak işi için ucuz adam toplama yeri...Kimimiz için efsane olabilirler ama bugün benim yüreğimdeki son saygı kırıntısınıda kaybetti tribün bitirimleri. Fenerbahçe maçında oyuncuları ruhsuzlukla suçlayan kişilerin tribünde resmen oturduklarıın, muhtemelen topladıkları paraları saydıklarını ve bir daha ki fenerbahçe maçını beklediğini biliyoruz.

Galatasaray şuan tribünlere hakim olan Galatasaraylılıktan kurtulmalıdır. Evet, Galatasaraylılıktan kurtuluş Galatasaray'ın kurtuluşudur. Yeni bir algıyla ve karşılıksız sevdayla bu takıma bağlı olanların yanında, geçmişi mafyöz işlerle örülü, kurtlar vadisi dizilerinden çakma jestlerle hayatını kurmuş, halktan ve adına iyi dediğimiz herşeyden kopuk bu insanların yerini yanlarındaki yalaka tetikçilere bıraktırmamak gerçek Galatasaray'lının asıl görevidir.

ultrAslan Galatasaray değildir, ultrAslan bir müddettir sadece ultrAslan olarak hareket etmektedir, gencecik bir çocuğu Metin Oktay'la denk tutup 3-5 ay sonra onu tavuğun götüne sokmak Galatasaraylı birinin yapacağı bir iş değil çünkü, ultrAslanlının yapacağı bir iş olabilir.

Takımını büyütmekten ziyade takımdaki asalaklığı sayesinde kendini büyüten bu abilerle Galatasaray'ın alacak-verecek hesabı kalmamıştır benim gözümde. Bugün ultrAslan'ın içindeki tüm güzelliklerin sarardığı , 5-10 kişilik mafya takımının kendi rantı çerçevesinde cehaletiyle tavan yaptığı gündür. Jo ve Arda'yı aynı kefede tutan insanların maça sırtını dönüp elaleme bağıran kimseler olduğunu anlamak zor olmasa gerek. Çünkü ancak maçlara kıçını dönenler aradaki farkı göremezler...Bireysel kızgınlıklarının yalakaları vasıtasıyla tüm tribünlere yayılmasını görmek linç kültürünün nasıl geliştiğini anlamak için de iyi bir sosyoloji deneyi oldu. Bize, siyah ceketli abiler şimdi köşede gülüyor ve yönetim karşısında ellerine geçen taraftar kozunu kaç biletle, kaç parayla takas edeceğini düşünüyordur.

Gün ağır konuşma günü ve bu sebeple bu yazıda böyle baştan savma ve öfke dolu bir hale geliverdi, bu öfke maç öncesi oyunculara karşıyken maçta tribünlerin aldığı histerik hal, sapık ve kaypak zevk tribündeki tek Galatasaraylı ben miyim acaba diye hissettirdi. Ama tek değiliz biliyorum ve biliyorum, inanıyorum Galatasaray Galatasaraylılarındır!!!

halk'ın kişisel görüşüdür, blogun diğer yazarlarını bağlamaz!

Galatasaray 4-1 Diyarbakırspor

|

Yıllar Yılı Hiç Bıkmadın,
Büyük Bir Aşkla Bağlandın.
Yeri Geldi Sabahladın,
Bütün Ömrünü Harcadın.

Şimdi Söyle Nerdesin Sen ?
Oldu mu Bırakıp Gitmen ?
Keşke Çıkıp Şaka Desen,
Ne Olur Alpaslan Dikmen...

Maç mı ? Neill - Hakan olacak gibi. Emre Çolak adına sevindik. Ama Arda gibi davranacaksak üzülebiliriz de. Jo'yu da kimse savunmasın.

Numaralıdan tribün konusunda hazzetmesek de ;
Re Re Re Ra Ra Ra Gassaray Gassaray Cimbombom !

17' Milan Baros
27' Milan Baros
50' Lucas Neill
51' Milan Baros

''Çevir ki, Onların Parçalı Forma Diye Bildikleri Şeyin Bizim Yüreğimizin Parçası Olduğunu Anlasınlar...''

|

Bugün Galatasaray için pek çok şey söyleyebiliriz...

"Kötü yönetiliyor" diyebiliriz.

"Yanlış transferler yapıldı" diyebiliriz.

"Disiplin kalmadı" diyebiliriz.

Tüm bu tespitler, tek tek ya da topyekun doğru olabilir.

Ama, bu tespitlerden bir şey olmaz.

Gün, çözüme dair sözler etme günü...

Gün, büyük sorunlara çare bulma günü...

Gün, düştüğün yerden kalkma günü...

Gün, Galatasaray’ı geleceğe yürütenin görkemli geçmişi olduğunu hatırlama günü.

Gün, sözde değil özde sarı kırmızı değerlere sarılma günü...

Gün, "Baba Gündüz"ü hatırlama günü...

Cuma gecesi, ultrAslan’ın sayfası Gündüz Kılıç’ın şu sözleriyle açılıyordu:

"Bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır...

Biz sizlere burada Galatasarayımız’ın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adam akıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz...

GALATASARAY BİR HİS TAKIMIDIR...

Renklerine aşık, birbirlerini seven futbolcuların takımıdır...

Galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır.

Galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez...

Kısacası Galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır..."

Okudun mu Arda?

Duydun mu Servet?

Anladınız mı hocam?

Ya sen küçük Jo?

Ve Elano, Dos Santos, Keita...

Bi zahmet metni anlayabilecekleri dile çevirsene sevgili Yako...

Çevir ki, onların parçalı forma diye bildikleri şeyin bizim yüreğimizin parçası olduğunu anlasınlar...


Son söz:

Galatasaray his takımıdır...

Lütfen hislerimizle daha fazla oynamayın.


İskender Baydar

http://forum.ultraslan.com/Oku.asp?Konu=22633

Galatasaray'ımız - Diyarbakırspor

|
BÜYÜK GALATASARAY TARAFTARI !

Bu hafta oynanacak olan Galatasaray’ımız – Diyarbakırspor Süper lig 29.Hafta mücadelesinde her zamanki gibi yine tribünlerdeki yerimizi alacağız.

Bizler, haftalardır alınan kötü sonuçlara rağmen çok sevdiğimiz Arma’nın yanında olmaya devam ettik.Yeri geldiğinde futbolcularımıza tepkilerimizi, Galatasaray kültürüne yakışır bir şekilde gösterdik.Aynı zamanda Arma’nın hakkının verilmesine ve Galatasaray Ruhu’nun bilincinde olarak mücadele edilmesine dikkat çektik.

Bu vesileyle Pazar günkü maçta da Arma’nın hakkını vermesi gereken oyuncularımızın dikkatini bir kez daha çekmek amacıyla, karşılaşmanın başlama vuruşundan itibaren 5 dakika boyunca sessiz bir şekilde protesto ederek tepkimizi göstereceğiz.

Unutulmamalıdır ki; Başarılar gelip geçicidir ancak Galatasaray ve Galatasaraylılık Ruhu her daim kalıcıdır.Bu protestomuzun amacı da bu bilincin ve mücadelenin sahaya en iyi şekilde yansıtılması içindir.

Saygılarımızla

Yaşasın GALATASARAY !
Yaşasın Bağımsız ultrAslan !

"Ama bunların içinde kötü adamlar var" deyip çekirdeğe vurmaktansa inadına gelin onlardan daha iyi taraftar olun. Onlardan daha çok pankart tutun, boyayın, asın. Onlardan daha güzel koreografi çizin, onlardan daha iyi davul çalın, onlardan daha çok bağırın. Kötü adamları aramızdan sıyırıp daha iyi tribün için el ele verelim. Ama önce şu önyargıları kafamızdan atalım. Bu protestoyu futbolcularımıza anlatalım. Ruhu istediğimizi gösterelim.

Galatasaray - Diyarbakırspor
11 Nisan 2010
Saat : 19.00

Nedensiz Bir Çocuk Ağlaması Bile Çok Sonra ki Bir Gülüşün Başlangıcıdır

|
Hedeflerin tutmadığı , hayallerin gerçekleşmediği, mücadelenin hırsın özlendiği bir sezon..

Milyon dolar harcayarak kurulan bir takım var ortada, yabancıların maliyeti daha 2 3 sezon öncesinde takımda oynayan yabancıların 2 3 katı belkide daha fazla.. Ve isim olarak ligin en kaliteli kadrosu. Yabancılara bakın Leo Neill Keita Santos Elano Baros Jo Kewell. İki üç sene evvel bu yabancıların bir arada bizim formamızı giyeceği söylense çoğumuz gülerdik herhalde . Bu kadro kuruldu ve çoğumuz büyük umutlarla başladık sezona. Ancak unuttuğumuz en önemli şey futbolun isimlerle değil sahada mücadelesini veren yüreğini ortaya koyan isimlerle oynandığıydı.Ki yine de benim sabrımı taşıran Jo 'nun o takımla yapılan maç sonrası alınan mağlubiyete rağmen evinde alem yapması oldu.Bu gerçekten hazmedilecek bir şey değil. Bizim Galatasaray'da yıl ortasında yaşanan olası puan kayıplarına karşın Nisan ayında başlayan kenetlenme Mayıs'larda yüzümüzü güldürür o mücadele o hırs göğüsümüzü kabartırdı.Tamam liderin belli bir puan gerisinde olabiliriz ama kapanır puan farkı hem bizimkiler aslan gibi savaşıyor diyemediğimiz bir sezondayız.O gitsin şu kovulsun bunun kellesi alınsın demiyorum. Futbolculara 6 7 ay para verilmesin daha iyi mücadele ediyorlar gibi sadist düşüncelerede sahip değilim ancak, o Ankara deplasmanındaki çamurlu forma o haksızlıkların iktidar olduğu sezon şerefsizliklerin suratına birer tokat gibi çarpan forma o ruh geri gelsin istiyorum.Alışmışım öyle mücadelelere bu oyunu bu mücadele yoksunu oyunu kabul etmiyorum. Aşkımızın renklere olduğunu Galatasaray'ı yürekten sevip yürekten desteklediğimizi formanın ağırlığından bi haber futbolculara ağızlarından salyalar akan medyaya kısacası ele güne karşı göstermemiz gerek.Sadece sarı-kırmızıyla sadece iki renkle.Dilimizde , kalbimizde..

11 Nisan Pazar
Umudun başladığı yerde!

2009-2010

|
BİTMİŞTİR.

yönetim,
futbolcu,
taraftar,
şampiyonluğu haketmedik
GALATASARAY !

Sivasspor 1 - 1 Galatasaray

|


Maçtan Sonra Barda
Otelde Hatuna
Şampiyonluk Gitti
Aferin Çocuklar
Aferin Çocuklar

Diye bir beste girmemizi bekliyorsanız sağ üstteki kapat sekmesi sizin için uygun olacaktır. Çünkü asla 90 + bilmemkaçta manşet değiştirenlerden olmadık.

Geçen hafta alınan yenilgiden sonra gassaray şampiyon olamaz gibilerinden laflara evet demekten başka çaremiz yoktu. Evet içimizden bir ses "itiraz et lan şu eziğe" diyordu ama mantık buna izin vermiyordu. Çünkü fikstürden habersiz adamlara şansımızın olduğunu anlatmamız imkansızdı. İnatla bu maçı bekledik. Takımın yeniden doğmasını umut ediyorduk. O puan kaybetti, bu ofsayttan attı öteki penaltıyı 10 cm önden attı derken malum gün geldi çattı. Sevdadandır pankartını asmış Galatasaray'lılar bozkırın başkentinde yerini almıştı. Geçen hafta eski açıkta purosunu yakıp maç izleyenlerse aynı dakikalarda "aysun biliyonmu ben gassaray - fener maçına gittim geçen hafta" diye hava atıyordu facebook tayfasına. Bir bilete 700 lira verdiğini de eklemeden geçemiyordu.

Maçın kadrosu elimize ulaştığında hepimiz "bu ne lan" tepkisini verdik. Çünkü Rijkaard top yapan oyuncular yerine mücadeleci ama top yapamayan oyuncuları seçmişti. Maç başladığındaysa Rijkaard'a katıldığımızı anladık. Çünkü rakip tamamen bizi bozmaya şartlanmıştı. Türbülent ' den aldıkları terbiye ise devam ediyordu. Her topu ayağımıza alışımızda birden fazla rakip oyuncu kuduz köpek edasında saldırıyordu. Bunu 90 dakika yaptılar. Eğer daha yumuşak bir kadro kursak daha kötü sonuç olabilirdi. Çünkü bu sertliğe hakem de izin veriyordu. Golü bulduk ama sahada beklenildiği gibi futbol adına hiçbir şey yoktu. Şanssız bir anda golü de yiyince Sivas deplasmanından 1 puanla dönmek zorunda kaldık.

Bu maç sonunda tekrar gördük ki, hem kafa olarak hem de teknik olarak bu takımda oynamayı haketmeyen oyuncular var. Geçen yazıda dediğimiz gibi takımdaki lar kısmı için bir operasyon gerekiyor. Son yıllarda operasyona alışmış bir taraftar olarak bunu bekliyoruz. Ama bu sefer de şu anda iyi oynayanların yüzünün eskiyeceği düşünülürse işimiz çok zor. Bu ülkede, bu oyuncularla, bu rakiplerle, bu hakemlerle, bu basınla en zor iş ise Rijkaard'ın.

Biz Rijkaard'la ruhu bir yana koyup sistemi denedik ama bu sene başaramadık. Takımımızın hakkının yendiği yerlerde anlık reaksiyon gösteremedik. Ülke şartlarını iyi bilen rakiplerimiz ise alyehine verilen taç kararına bile itiraz ederek önümüze geçtiler. Bizim maçımızda elle kolla goller atılırken efendilik yapıp dönük gittik. Tamam doğru olanı yaptık ama ruh olmalıydı. Yani sadece ruhla da olmuyor, sadece sistemle de. İkisi de gerek bize ikisi de.

Parkede Mersin'e, Pistte Tersine...

|

Erkek Basketbol Ligi 26. Hafta
Galatasaray 81-75 Mersin BB


Mike Wilkinson: 23 Sayı, 14 Ribaund, 1 Asist
Radoslav Rancik: 16 Sayı, 4 Ribaund, 3 Asist
Darius Washington: 19 Sayı, 2 Ribaund, 5 Asist


Bekle Bizi Play off !

Bayanlar Basketbol Ligi 20. Hafta
Galatasaray 65 - 61 Mersin BB

Katie Douglas: 13 Sayı, 4 Ribaund, 1 Asist
Tamika Catchings: 12 Sayı, 10 Ribaund, 3 Asist
Bahar Çağlar: 13 Sayı, 3 Ribaund

Superleague Formula İngiltere - Silverstone Ayağı
1. Yarış : 14.
2. Yarış : 14.

Metin Oktay Geldi, Ağları Deldi

|

Sarayın Sultanları İle Röportaj

|
12 yıl aradan sonra Türkiye kupasını kaldıran bayan basketbol takımımız FCN Blog'a konuk olacak. Röportaj hakkında detaylı bilgi almak ve oyuncularımıza soru sormak için buraya tıklayınız.

http://fossacimbom.blogspot.com/

İhanet

|

Kaybettiğimiz derbi maçının üzüntüsünü yeni yeni üzerimizden atıyoruz. Tabii benim üzüntümün asıl nedeni ne muhteşem zat Leo Franco'nun 35 metreden yediği gol ne de ezeli rakibimiz karşısında kaybettiğimiz 3 puandır. Sadece ve sadece Galatasaray tribünlerinin durumudur. Sözde Galatasaraylılar Galatasaray'a ihanet etmektedir.

Benim kafamda 2+2 tür taraftar vardır. Bu 4 tür taraftarın 3'ü yaptıkları sonunda Galatasaray'a zarar vermiştir. (Karaborsa biletlerde GSTV'nin, GSBilyonerin bile katkısı vardır ya onu daha sonra açarız.)

Bu türlerden ilki taraftar bile diyemeyeceğimiz stada gelip bağırmayan (sezon boyunca yalnızca fenerbahçe maçına gelir. Eski açık kombine parasını karaborsaya verir. Amaç arkadaş ortamında ''fenerbahçe maçına gittim'' diyebilmektir.) ama klavye başına geçince tribün müdavimi kesilen büyük dehadır. Bu arkadaş tribünlerin geleceği adına hiç bir fikir ortaya koymaz sadece eleştirir. Gamsızdır. Eleştirileri yapıcı değil yıkıcıdır. Kendisine bir çok defa gelin fikrinizi anlatın beraber çözelim dendiğinde toplantılara katılmaz, takım mağlûp olduğunda ise neden şunu şöyle yapmadınız bunu böyle yapmadınız diye hesap sorar. O gün stada gelen taraftara söver, pek delikanlıdır.

Bir diğer tür taraftar ise aslında taraftar falan değildir. Maçlara bedavaya gelen tribünde geçmişi olduğunu iddia eden ve hatta kendisini tribün lideri sanan adamdır. Kendisini ultrAslan olarak tanımlar ama tribünde setin üstünde maçtan önce resim çektirmekten ve milleti ''bağırsanıza lan'' diye azarlamaktan başka bir şey yapmaz. Sebahattin abinin yanında yalakalık yapar. Derbi günlerini iple çeker, amacı bilet alıp karaborsadan satabilmektir. Bu şerefsiz yüzünden gerçek taraftar dışarıda kalmaktadır. Malesef bu ve bunun gibi kişiler son dönemde artmıştır. Galatasaray taraftarının en büyük düşmanıdır.

Üçüncü taraftar ise takımı için herşeyini verebilecek taraftardır. Rahmetli Alpaslan abimizin kurduğu oluşum ilk yıllarında bu tür taraftara örnektir. ultrAslan her zaman takımın yanında olmaya gayret göstermiştir fakat yıllar, sezonlar, maçlar geçtikçe eski gücünü kaybetmiştir. İçlerinde çok iyi abiler, kardeşler, arkadaşlar olduğu gibi pisliklerde vardır. ultrAslan bu pislikler yüzünden son maçta malesef takıma zarar vermiştir. (14-15 yaşındaysanız ve kendinizi tribün müdavimi olarak görüyorsanız sizin gibi ultrAslan'ı savunmadığım için bana ''hassiktir ordan'' diyebilirsiniz evet ''hassiktir'' diyip blogu kapatın bence.) Bunda aşırı alkol ve bir üst paragrafta anlattığımız elemanın yanında biletix ve sponsorlarında büyük katkısı vardır. (Onu da burada Burak açıklamış.)
Karaborsacı şerefsizler bir şekilde ultrAslan'ın içine sızmıştır. Son maçta herşeyin bokunu çıkarmışlardır. İşin kötüsü bunların da çok yalakası vardır ve bu onları yüceltmektedir. ultrAslan eğer varlığını devam ettirmek istiyorsa bu adamları bünyesinde barındırmamalıdır. Sözde arma sevdalılarına karşı gereğini yapmalıdır. Ben o adamları tribünden atın dersem bana 'sen kimsin lan' derler. Kısaca gereği yapılmalı. ultrAslan eski günlerine dönmek için ''hep beraber!'' diyerek çalışmalıdır.

Son tür ise aynı Alpaslan abinin istediği gibi gerçek taraftardır. Kombine alır. Aşırı alkol alarak Galatasaray'a destek olunamayacağının farkındadır. Bilinçlidir. Kombinesi olmasa bile karaborsaya fırsat vermez. Gerekirse o maça gitmez ama karaborsa bilet almaz. Çünkü Galatasaraylıdır.

Umarız Galatasaray tribünleri eski günlerine döner. Gerçek Galatasaraylılar devreye girer ve yarayı temizlerken mikroplarıda yok eder.

YAŞASIN TEK BÜYÜK GALATASARAY!

DEPO