Bazıları vardır. İşinde çok başarılıdır. Ama gel gör ki aklı fikri bu başarıyı göstermek, milletin gözüne sokmaktadır. Gazetecileri çağırır. Onlarda haber peşinde koşar gelir. 2 Kelime söyler 1 hafta manşetlerden inmez. Tabi bizim ülkede işe değil de üne bakıldığından daha sonrası için iyi iş teklifleri alır bu kişiler. Medyatik olmak onlara para kazandırır.
İşin ilginci bazıları çok kötüdür. Ama kötü olmasına rağmen kendisini çok iyi gösterir. Gösteriş, ihtişam onlar için çok önemlidir. Başkalarının onun hakkında düşündükleri onun için önemlidir. Adeta başkaları için yaşar. Bu kişilerde araştırma yapmadan seçim yapanları kandırırlar. Vitrindekilerle bir yerlere gelirler ama aslında depoları, rafları bomboştur. Suç onlarda mı yoksa o seçimi yapanlarda mıdır? Bence her ikisindedir. Kötü ve başarısız olup medyatik olamayanlar ise onurlu ama işsizlerdir. Bu sadece medyada değil okulda, sokakta da böyledir. Hayatın her yerinde bu durum vardır. Gözü açık olmakla ilgilidir. Bazılarını kandırsalar da aslında kendilerini kandırmaktadırlar..
Bazıları da çok başarılıdır. İşin medyatiklik, ün , şöhret yönü ile ilgilenmezler. İsteseler şanın şöhretin kralını önüne sererler ama bu kişiler kişilikleri sebebi ile mütevazilerdir. Çıkıp kendilerini övmezler. Belki de başarısız olanlar medyatiklik yüzünden bunlar kadar iyi yerlere gelebilir. Ama başarı konusunda asla onlar kadar olamazlar.
Bu adam ne diyor. Konu ile ne alaka demeyin. Çok güzel bir yere bağlayacağım. Galatasaray'a yaz başında bir isim geliyor teknik direktör olarak. Geçmişine bakarsak çok başarılı, kariyerli. Ekibi işini çok iyi yapıyor. Ama asla çıkıp saçma sapan konuşmuş olmak için konuşmuyor. Hatta Avrupa maçı sonrası kendisi bile çıkmayıp yardımcısını gönderiyor. Çünkü onun işi takımı sahaya sürüp o gün kazanmak. Mesela o gün maç sonrası Bilo'nun olduğunu düşünsenize. Eyvah ki ne eyvah. Tek cümle kurardı. 23135464986746531436546 kelimeden oluşan bu cümle yarım saat sürer ve toplantı biterdi. Frank yalnızca zorunlu yerlerde toplantı yapıyor. Bunun dışında kim ne demiş umurunda bile değil.Çok konuşmuyor iş yapıyor. Dediğini yapıyor. Takımda adam kayırmıyor. Oyuncularına sırf medyaya gösteriş olsun diye ulu orta kızmıyor. Hava atmıyor, tripler yapmıyor. Surinam asıllı Hollanda'lı başarılı, kariyerli olduğu kadar da mütevazi. Mesela röportajlarda oturuş şeklini bir görseniz. Onu tercüman, tercümanı hoca sanırsınız. Bu kadar çevresine saygılı ve asil bir hocaya sahibiz. Umarız sözleşmesinde on milyon dolarları bulan tazminat vardır da istesek bile gönderemeyiz..
Büyüksün Frank !
İşin ilginci bazıları çok kötüdür. Ama kötü olmasına rağmen kendisini çok iyi gösterir. Gösteriş, ihtişam onlar için çok önemlidir. Başkalarının onun hakkında düşündükleri onun için önemlidir. Adeta başkaları için yaşar. Bu kişilerde araştırma yapmadan seçim yapanları kandırırlar. Vitrindekilerle bir yerlere gelirler ama aslında depoları, rafları bomboştur. Suç onlarda mı yoksa o seçimi yapanlarda mıdır? Bence her ikisindedir. Kötü ve başarısız olup medyatik olamayanlar ise onurlu ama işsizlerdir. Bu sadece medyada değil okulda, sokakta da böyledir. Hayatın her yerinde bu durum vardır. Gözü açık olmakla ilgilidir. Bazılarını kandırsalar da aslında kendilerini kandırmaktadırlar..
Bazıları da çok başarılıdır. İşin medyatiklik, ün , şöhret yönü ile ilgilenmezler. İsteseler şanın şöhretin kralını önüne sererler ama bu kişiler kişilikleri sebebi ile mütevazilerdir. Çıkıp kendilerini övmezler. Belki de başarısız olanlar medyatiklik yüzünden bunlar kadar iyi yerlere gelebilir. Ama başarı konusunda asla onlar kadar olamazlar.
Bu adam ne diyor. Konu ile ne alaka demeyin. Çok güzel bir yere bağlayacağım. Galatasaray'a yaz başında bir isim geliyor teknik direktör olarak. Geçmişine bakarsak çok başarılı, kariyerli. Ekibi işini çok iyi yapıyor. Ama asla çıkıp saçma sapan konuşmuş olmak için konuşmuyor. Hatta Avrupa maçı sonrası kendisi bile çıkmayıp yardımcısını gönderiyor. Çünkü onun işi takımı sahaya sürüp o gün kazanmak. Mesela o gün maç sonrası Bilo'nun olduğunu düşünsenize. Eyvah ki ne eyvah. Tek cümle kurardı. 23135464986746531436546 kelimeden oluşan bu cümle yarım saat sürer ve toplantı biterdi. Frank yalnızca zorunlu yerlerde toplantı yapıyor. Bunun dışında kim ne demiş umurunda bile değil.Çok konuşmuyor iş yapıyor. Dediğini yapıyor. Takımda adam kayırmıyor. Oyuncularına sırf medyaya gösteriş olsun diye ulu orta kızmıyor. Hava atmıyor, tripler yapmıyor. Surinam asıllı Hollanda'lı başarılı, kariyerli olduğu kadar da mütevazi. Mesela röportajlarda oturuş şeklini bir görseniz. Onu tercüman, tercümanı hoca sanırsınız. Bu kadar çevresine saygılı ve asil bir hocaya sahibiz. Umarız sözleşmesinde on milyon dolarları bulan tazminat vardır da istesek bile gönderemeyiz..
Büyüksün Frank !
çok mutluyum öss yi kazanmış kadar :)
YanıtlaSil:)
YanıtlaSil