17 Ağustos 1999.. O cehennem gece.. Onbinlerce ( resmi rakamları geçiniz ) insanımızın vefat ettiği gece. Tam 10 yıl geçti.. Ölenlerin hiçbirini unutmak mümkün değil.. Hepsinin Mekanı Cennet Olsun.. Allah Rahmet Eylesin.. Yakınlarına Allah sabır versin.. Ya sakat kalanlar.. Hepsine Allah sabır versin, yakınlarına da kolaylık.. Neyse o kötü günleri unutalım... O dönemde Galatasaray'da neler yaşanmış onlara bir bakalım ;
O gün yaşananlar takımdaki herkese hayatının en kötü günlerini yaşatmıştır.. Hatta yabancılar ülkeden ayrılmayı kafaya koymuştur ama Terim hepsini zor tutmuştur. O günkü hikayeler hem komik hem de korkunçtur.. 17 Ağustos 1999.. Saat 03.02.. Terim o anda eşi ile TV izliyor.. Çocuklar Silivri'de yazlıkta...İkisi de kirişin altına geçer bildikleri tüm duaları okurlar... Akıllar hep çocuklarında. Elektrikler kesilir ama jeneratör devreye girer. Terim çocuklarını arar ve iyi olduklarını duyunca rahatlarlar. Tam o sırada akıllarına tesislerde kalan futbolcular ve altyapıdaki çocuklar gelir. Hemen arabaya atlar tesislere gelirler. Herkes çok iyidir. Taffarel'in yüzü bembeyaz.. Çocuklar kucaktan inmez. Suat hayalet gibidir. Hagi en soğukkanlısı.. Romanya'da deprem yaşamış. Terim herkesi tek tek sayar herkes ordadır. Milli takım ise Norveçte'dir. O gece bahçeye yataklar kurulur orda yatılır. Çoluk çocuk ayazda uyanırlar. Terim herkesi uyandırır. Kahvaltı yapılır ve o şaşırtan söz ;
"Hadi herkes antrenmana." Terim antrenmanda gazetecilerle görüşür. Herkesi tek tek sorar. Onlar böyle günde antrenman mı olur derler. Ama onun için kar kardır.. Uefa kupası da o yıl alınır.
O gün yaşananlar takımdaki herkese hayatının en kötü günlerini yaşatmıştır.. Hatta yabancılar ülkeden ayrılmayı kafaya koymuştur ama Terim hepsini zor tutmuştur. O günkü hikayeler hem komik hem de korkunçtur.. 17 Ağustos 1999.. Saat 03.02.. Terim o anda eşi ile TV izliyor.. Çocuklar Silivri'de yazlıkta...İkisi de kirişin altına geçer bildikleri tüm duaları okurlar... Akıllar hep çocuklarında. Elektrikler kesilir ama jeneratör devreye girer. Terim çocuklarını arar ve iyi olduklarını duyunca rahatlarlar. Tam o sırada akıllarına tesislerde kalan futbolcular ve altyapıdaki çocuklar gelir. Hemen arabaya atlar tesislere gelirler. Herkes çok iyidir. Taffarel'in yüzü bembeyaz.. Çocuklar kucaktan inmez. Suat hayalet gibidir. Hagi en soğukkanlısı.. Romanya'da deprem yaşamış. Terim herkesi tek tek sayar herkes ordadır. Milli takım ise Norveçte'dir. O gece bahçeye yataklar kurulur orda yatılır. Çoluk çocuk ayazda uyanırlar. Terim herkesi uyandırır. Kahvaltı yapılır ve o şaşırtan söz ;
"Hadi herkes antrenmana." Terim antrenmanda gazetecilerle görüşür. Herkesi tek tek sorar. Onlar böyle günde antrenman mı olur derler. Ama onun için kar kardır.. Uefa kupası da o yıl alınır.
Suat yeni ev almıştır. Ama korkudan eve giremez. Evde hasar yoktur ama o korkar. Gazeteler ''Suat'ın Evi hasarlı" diye haber yapınca müteahhit de yanar Suat'da. Evinde çatlak bile yoktur oysa. Müteahhit artık yaptığı evleri satamaz, ev de Suat'ın elinde kalır. Suat hala o gazeteciyi arar.Taffarel birkaç gün tesislerden çıkamaz. Eşi arabada yatar. Kendisi ve 2 çocuğu şişme havuzda yatar. Gündüz su doldurulur çocuklar oynar gece yatak olur. Evi de hasarlıdır. Bir süre sonra da ev değişir.
Depremin üzerinden bir kaç gün geçer. Takım tesislerde.. Tam antrenman başlayacakken 5.6 şiddetinde bir deprem olur. Herkes kendini dışarıya atar. Ama Capone çıkamaz. Camdan atar kendini. Herkes "Dışarıya attık kendimizi. Bir baktık ki üstümüzden Capone uçuyor. Adam resmen üzerimizden uçtu. Kötü düşse bileği kırılabilirdi" diye geçer dalgasını..
Milli takım Norveç maçını iptal edip ülkeye döner. Dönüş yolunda "Hakan Şükür'ün babası Sakarya'da enkaz altında kaldı" diye haber çıkar. Olay hemen Hakan'a ulaşır. Uçaktan inince telefona sarılır ama nafile. Telefonlar hala kilitlidir. Kardeşi Gökhan babasına ulaşır ve durumları iyidir. Hamile olan eşi Beyda'yı da alır ve Sakarya'ya yola çıkar. Herkes Hakan'ın evine gelir. Ailesi öldü sanır ve evde ağlarlar. Doğrusunu öğrenince güle oynaya çıkılır evden. Hakan ailesini görüp İstanbul'a döner. Tam bu sırada bir haber çıkar. "Hakan'ın eski eşi Esra ve ailesi hayatını kaybetti" Hakan'a bu haberi Turgay Vardar iletir. Komşuları haber vermiştir. Esra'nın cenazesine 2 gün sonra ulaşılır. Turgay Vardar eski eşi de olsa haberi vermekten çekinir ama sonunda söyler. Hakan hiç tepki vermez. Ama yüzü bembeyaz olur. Arkasını döner ve gider. Duygularını kimseye söylemez. Cenazesine gitmek ister ama tepki gelir diye gidemez. Hakan depremi yaşamamasına rağmen etkilenir. Adapazarı'nda bir çok dostu ölmüş, ailesi son anda kurtulmuştur. O gece yazlıkta kalmak istemişler. Ve sonunda orda kalmışlardır. Ama asıl evleri çökmüş ve bir çok komşuları ölmüştür. Bu olaydan sonra birkaç tır dolusu yardım gönderir bölgeye. Çoğunu bizzat kendisi dağıtır. Yanına bir gazeteci bile almaz. Reklamını yapmaz. Eski eşinin mezarını ziyaret edip etmediğini ise kimse bilmiyor. Bir gün mezarda bir demet gül bulunur. Yakınları bunu Hakan'ın bıraktığını söyler ama Hakan gitmediğini söyler..
vay be sonda tüylerim diken diken oldu
YanıtlaSilKralın bölümünde bende dağıldım.. Çok zor günlerdi Allah herkesi korusun böyle felaketlerden.
YanıtlaSilAynen. Yemin ediyorum 10 kez okuyorum hepsinde tüyler diken diken..
YanıtlaSilAllah ülkemizden böyle afetleri uzak tutsun..
YanıtlaSil