31 Temmuz 2009 Cuma

" Ağustos

" 2008 -2009 sezonunun sona erdiğinde, Klüp ve taraftar bazında ortaya büyük bir hezimet çıkmıştı.Yine bir Ağsutos'ta Kewell,Meira,Baros transferleriyle ve göze hoş gelen futboluyla hepimize umut veren Galatasaray , sezonun belli döneminde ligin en iyi topunu oynamış, avrupa kupalarında oynadığı üst düzey futbolla tavan yapmış ama Skibbe'nin Leverkursen macerasındaki gibi yine son haftalara doğru takım performansı düşmüş,hedeflerden Türkiye kupasına veda edilmiş,ligde kaybedilmeyecek puanlar kaybedilmiş,takım içerisinde ayrıcalıklı futbolcular olmuş ve sonunda Skibbe ile yollar ayrılarak, efsane isim Bülent Korkmaz takımımın başına getirilmişti..

Çıktığı ilk Bordeaux maçında, boynuna bağladığı sarı-kırmızı atkısıyla çıktı kaptan, hele o ilk sahaya çıktığı anda tüylerimin diken diken olmasını anlatamam.Yıllar boyu unutulmayacak zaferin ardından herşey yolunda gidiyordu. Ta ki, Hamburg maçının 50.dakikasına kadar.. Lincoln'ün alda at dercesine verdiği pası ah be Nonda nidaları arasında kaçıran Nonda belkide çöküşün başlangıcını oluyordu.Pozisyondan 8 dakika kenara alınan Lincoln, Bülent Korkmaz'a küfür ediyor.Tabi Büyük Kaptan'a gider yapılmayacağını bilmeyen Lincoln bu hareketinden sonra rövanş maçındada kızağa çekiliyor ve geldi denilen tur mucize şekilde almanlara hediye ediliyordu.İlerleyen haftalarda hassas insan Cassio Lincoln o maçtaki olayın etkisini hala üzerinden atamıyor ve orta sahada pas trafiğini yapan en önemli isminden mahrum kalan Galatasaray, veda edilen Uefa hedefinden sonrada yavaş yavaş şampiyonluk hedefindende kopuyordu. Harcanan isim Bülent Korkmaz oluyor. İkinci defa Galatasaray Spor Klüp'ünden sessiz sedasız gönderiliyordu..

Filmin sonraki kısmında ise boşluklar yavaş yavaş dolduruluyor..

Büyük Kaptan'dan boşalan yere, vizyon açısından getirilebilecek en iyisi isimlerden biri getiriliyor.Frank Rijkaard.. Çoğumuzun Türkiye'ye anca tatile gelebileceğini düşündüğü bu büyük isim yanına Neeskens ve tayfasını da toplayıp Florya'ya geliyor. O güzel rüyaya bir kez daha dalıyoruz. Bu sefer uyanmayı hiç istemiyoruz. Takımdaki isimler büyük ama hocada büyük vesselam.Sahadaki biz Arda Turan'a Metin Oktay'ın forması emanet ediliyor üstüne üstlük kaptanlıkla onurlandırılıyor.Hele yapılan trasnferler. Kaleye, aslında iyi kaleci olan fakat Avrupa maçları haricinde bi numarasını göremediğimiz aslında çok kızamadığımız , deli kalecilerden biri olan Morgan De Sanctis'e yol verilip , Arjantin milli takımındada forma bulabilen , takımının as kalecisi olan Leo Franco ile kesişiyor yollarımız.İyi bi transferdi , bonservisi elindeydi. Ardından transfer edilen rotasyonda her zaman kullanılabilecek ligimizin kalbur üstü oyuncularından ; Gökhan Zan ve Mustafa Sarp bonservis ücreti olmadan Galatasaray'ımıza kazandırılıyor. Takıma geri dönecek olan ; Uğur Uçar, Serkan Çalık, Tobias Linderoth gibi isimler form tutmaları halinde her zaman faydalı olabilecek isimler olarak göze çarpıyor. Bu transferlerden sonra suyun öteki tarafında yükselen paranız bitti, daha zor transfer yaparsınız sesleri eşliğinde "Bir gece ansızın gelebiliriz" tadındaki Abdulkader Keita ve Elano Blumer transferleri gönlümüzü saraya çeviriyor.Allahım korkunç bir şey bu , kupa Türkiye'de seslerini yine duymak bu sene olmasa bile önümüzdeki senelerde çok uzak bi ihtimal değil gibi gelmeye başlyor artık. Geçen sene denilen Galatasaray tarihinin en iyi kadrosu kuruldu söylemleri hatırlandığında , bu seneki transferler akıllara düşüyor, yüzlerimiz gülüyor, kalbimiz daha hızlı atıyor.Tabi bunda parmağı olan isimlerden en büyüğü Haldun Üstünel.Haldun Üstünel eğer yöneticiyse, Türkiye'de yönetici sıfatıyla dolaşan insanlar ne acaba ? Metin Oktay, Bülent Korkmaz, Hakan Şükür, Hasan Şaş nasıl kalbimize yazdığımız efsane futbolculardansa; Haldun Üstünel'de bu kategoriye giren benim gönlümde Abdürrahim Albayrak'la birlikte yer alan iki yöneticiden biridir.Kolay mı iki senede getirdiği yabancılar; Harry Kewell,Fernando Meira,Milan Baros,Frank Rijkaard,Leo Franco,Abdulkader Keita,Elano Blumer..
Christian,Lukunku,Bratu,Petre,Almaguer lerden atladığımız şu sınıf büyüyen vizyonumuz maziye dair büyük ışıklar saçıyor.
Taraftara yani bizen düşen ; DESTEK ve SABIR..Güzel günler yakındır.
Lig maratonunda start yapacağımız 9 Ağustos 'u nefesleri tutmuş beklemekteyiz."

Yine bir Ağustos , yine umut dolu gönüllerimiz..
Vira Bismilllah ..
Haydi bastır Galatasaray!!

5 yorum:

  1. geçen sezondan başlayıp günümüze mükemmel bir analiz olmuş. bir çırpıda nefes bile almadan okudum. yüreğine sağlık..

    YanıtlaSil
  2. siz daha çok umutlanırsınız..

    YanıtlaSil
  3. bizim için umudun adı Galatasaray ;)

    YanıtlaSil

'çabamızın adı galatasaray!'